Hızla artan dünya nüfusu başta sanayileşme olmak üzere enerjiye olan talebin önemine dikkat çekmekte ve bu talebi karşılayamayan ülkelerin bazı riskler ile karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır. Bu durum da petrolü elinde tutan ülkelerin küresel çapta güç sahibi olduğuna işaret etmektedir.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali gibi jeopolitik gelişmeler de petrol fiyatları üzerinde belirleyici olabilirken, petrol piyasalarındaki dalgalanmayı geçtiğimiz yıllarda en çok petrol üreticisi ülkelerin arz yönlü kararları etkilemiştir.
Bu sebeple yazımızın devamında petrol arzını elinde tutan ülkeleri inceleyecek ve yatırımcıların bu ülkelerde yaşanabilecek potansiyel risklere karşı daha dikkatli olmasını sağlamaya çalışacağız.
Dünya petrol arzı kimin elinde?
Uluslarası Enerji Enstitüsü verilerine göre ABD, dünyanın en büyük petrol üreticisi konumunu 2018'den bu yana sürdürmekte ve 2022'de günde 18 milyon varile yakın üretim yapmaktadır. Bu rakamlar ise dünya petrol arzının neredeyse beşte birini oluşturmaktadır.
Ülkenin petrol üretiminin neredeyse dörtte üçü ise beş eyalet etrafında gerçekleşmektedir. Bu eyaletler de Teksas, New Mexico, Kuzey Dakota, Alaska ve Colorado olarak sıralanmaktadır.
Ham petrol ayrıca 32 ABD eyaletinde ve ABD kıyı sularında üretilmektedir. 2022 yılında bu eyaletlerden ilk beşinin toplamı ise ABD'nin toplam ham petrol üretiminin yaklaşık %72'sini oluşturmaktadır.
2022 yılında ABD’de eyaletlerin ham petrol üretimleri ise şöyle listelenmiştir:
KAYNAK: EIA
Buna göre 2022 yılında, ABD ham petrolünün yaklaşık %14,5'i Federal Açık Deniz Meksika Körfezi'nde bulunan kuyulardan ve yaklaşık %0,1'i Federal Açık Deniz Pasifik'te (Kaliforniya) üretilmiştir.
Ayrıca, ABD'nin toplam ham petrol üretimi 1985 ve 2008 yılları arasında genel olarak azalmış olsa da, yıllık üretim 2009'dan 2019'a kadar neredeyse her yıl artarak 2019'da rekor seviyeye ulaşmıştır.
Daha uygun maliyetli sondaj teknolojileri ise özellikle Teksas, New Mexico, Kuzey Dakota, Oklahoma ve Colorado'da üretimin artmasına yardımcı olmuştur.
Ancak ABD’de ham petrol üretimi COVID-19 salgınının ekonomi üzerindeki etkileri nedeniyle 2020 ve 2021 yıllarında azalmış, 2022 yılında ise üretim 2021 yılına göre yaklaşık %6 artmıştır.
ABD petrol rafinerileri de bu dönemde ABD'de ve diğer ülkelerde üretilen ham petrolü farklı şirket türleri ile dünya pazarına tedarik etmiştir.
Petrol fiyatlarını belirleyen diğer ülkeler kimler?
Petrol fiyatlarını belirleyen temel sac ayaklarından biri olan arz tarafının çoğunu ise ABD ile birlikte Suudi Arabistan, Rusya, Kanada ve Irak belirlemektedir. Buna göre 2022 yılında 98 ülke yaklaşık 80,75 milyon varil ham petrol üretirken, bu beş ülke toplam petrol üretiminin yaklaşık %52'sini oluşturmuştur.
Amerika'nın petrol üretimindeki önemli liderliğinin ardından Suudi Arabistan (2. sırada) 12 milyon varil/gün üretim yaparak küresel arzın yaklaşık %13'ünü karşılamaktadır.
OPEC grubu içinde yer alan Suudi Arabistan ise OPEC'in en baskın üyesi olmaya devam etmektedir. Aynı zamanda küresel çapta önde gelen ham petrol ihracatçılarından biridir.
Bu sebeple Suudi petrol üretiminde her kesinti olduğunda petrol fiyatlarında keskin bir yükseliş yaşandığı gibi Suudi petrol üretimindeki her artış sonrasında ise petrol fiyatlarında düşüş gerçekleşmektedir.
Özetle 1973 Arap petrol ambargosundan bu yana Suudi Arabistan, arzı kontrol ederek petrol fiyatları konusunda söz sahibi olmayı başarmıştır.
Rusya ise petrol arzını elinde tutan üçüncü ülke olarak 2022'de 11 milyon varil/gün üretim yapmaktadır. Bu üç petrol üreticisini ise Kanada (4.) ve Irak (5.) izlemektedir.
İlk beş içerisinde yer alan petrol üreticilerinin 1980 ila 2022 yılları arasındaki üretimleri ise şöyle sıralanmaktadır:
Kaynak: EIA
Öte yandan, Çin (6.), BAE (7.), İran (8.), Brezilya (9.) ve Kuveyt (10.) diğer petrol üreticisi ülkeler olarak dikkat çekmektedir. Bu ilk 10 ülkenin toplam petrol üretimi ise küresel petrol hacminin %70'inden fazlasını oluşturmaktadır.
Bu sebeple yakın tarihteki tüm büyük petrol fiyatı dalgalanmalarını bu ülkelerdeki üretim seviyelerine bağlamak mümkündür.
Ayrıca bu ilk 10 petrol devinin tamamının 2021-2022 yılları arasında üretimlerini artırması, küresel petrol üretiminin yıllık bazda %4,2 artmasına yol açmıştır.
OPEC üyeleri ve Basra Körfezi ülkeleri
OPEC, dünyanın en petrol zengini ülkelerinden bazılarını içeren bir gruptur. OPEC üyeleri 2021'in başında dünyanın toplam kanıtlanmış ham petrol rezervlerinin yaklaşık %72'sine sahip iken, 2022 yılında toplam ham petrol üretiminin yaklaşık %38'ini gerçekleştirmiştir.
Her OPEC ülkesinin en az bir ulusal petrol şirketi bulunmaktadır ancak çoğu uluslarası petrol şirketinin kendi sınırları içinde faaliyet göstermesine de izin vermektedir.
OPEC'in ilişki içinde olduğu ve OPEC+ olarak bilinen 10 petrol ihracatçısı ülke grubu da hesaba katıldığında, petrol üretiminin payı dünya arzının yarısından fazlasını oluşturmaktadır.
Basra Körfezi'ndeki yedi ülke ise 2022'de toplam dünya ham petrolünün yaklaşık %32'sini üretmiştir ve 2021'in başında dünya kanıtlanmış ham petrol rezervlerinin yaklaşık %49'una sahip olmuştur.
Bu sebeple Basra Körfezi ülkeleri ve OPEC ülkeleri bir kartel olarak fiyatlamalar üzerinde her zaman etkileyeci bir güce sahiptir.
Petrol zengini bölgeler
Petrol üreten bölgeler incelendiğinde ise 2022’de Orta Doğu küresel petrol üretiminin üçte birini, Kuzey Amerika da üretimin neredeyse üçte birini gerçekleştirmektedir.
Eski Sovyetler Birliği ülkelerinden oluşan Bağımsız Devletler Topluluğu da dünya üretimindeki %15'lik payıyla bir diğer önemli bölgesel petrol üreticisi olmuştur.
Ancak, son 20 yılda AB'de daha sıkı çevre düzenlemeleri ve doğal gaza geçiş gibi çeşitli faktörler nedeniyle Avrupa'nın petrol üretimindeki payı %50'den fazla azalmış ve şu anda dünya arzının sadece %3'ünü oluşturabilmiştir.
Farklı türdeki petrol şirketleri
Dünya petrol piyasası dalgalı olduğu kadar karmaşık da bir yapıya sahiptir. Buna göre hükümetler ve özel şirketler ham petrolün üreticilerden tüketicilere taşınmasında çeşitli roller üstlenebilmektedir.
Örneğin, ABD’deki şirketler özel ve kamu arazilerinde ya da açık denizlerde ham petrol üretebilmektedir. Bu şirketlerin çoğu bağımsız olarak faaliyetlerini yürütürken, ABD’nin dışında birçok ülkede de faaliyet gösterebilmektedir.
Büyük petrol şirketleri listelendiğinde ise öne çıkan firmalar şöyle olmaktadır:
📌 Saudi Aramco (TADAWUL)
📌 PetroChina Co. Ltd. (PTR)
📌 China Petroleum & Chemical Corp. (SNP)
📌 Exxon Mobil Corp. (XOM)
📌 TotalEnergies SE (TOT)
📌 BP PLC (BP)
📌 Chevron Corp. (CVX)
📌 Marathon Petroleum Corp. (MPC)
📌 Valero Energy Corporation (VLO)
📌 Royal Dutch Shell (LON)
📌 ConocoPhillips (NYSE)
📌 Rosneft (ROSN)
Bu büyük petrol şirketleri türlerine göre sınıflandırıldığında ise üç tür şirketin küresel petrol piyasasına ham petrol tedarik ettiği görülmektedir. Bu şirketlerin her birinin farklı operasyonel stratejileri ve üretimle ilgili hedefleri bulunmaktadır.
Uluslararası petrol şirketleri
ExxonMobil, BP ve Royal Dutch Shell'i de içeren uluslararası petrol şirketleri (IOC'ler) tamamen yatırımcılara aittir ve öncelikli olarak hissedarlarına kazanç sağlamayı hedeflemektedir.
Dolayısıyla bu şirketler yatırım kararlarını ekonomik faktörlere dayalı olarak verme eğilimindedir.
IOC'ler genellikle ellerindeki petrol kaynaklarını geliştirmek ve üretmek ve çıktılarını küresel pazarda satmak için hızlı hareket ederler. Bu üreticiler petrol ürettikleri ülkelerin yasalarına uymak zorunda olsalar da, kararları nihayetinde bir hükümetin çıkarına değil şirketin ve hissedarlarının çıkarına göre vermektedir.
Ulusal petrol şirketleri
Ulusal petrol şirketleri ise bir hükümetin veya bir devlet kurumunun uzantısı olarak faaliyet gösteren şirketlerdir. Saudi Aramco (Suudi Arabistan), Pemex (Meksika), China National Petroleum Corporation (CNPC) ve Petroleos de Venezuela S.A. (PdVSA) gibi şirketler bu petrol şirketlerinin önemli örneklerini oluşturmaktadır.
Ulusal petrol şirketleri, hükümet programlarını mali olarak desteklemeyi amaçlamaktadır.
Öte yandan bu şirketler, genellikle yerel tüketicilerine uluslararası piyasaya sunulandan daha düşük fiyatlara yakıt sağlamaktadır.
Bu düşük fiyat politikasının sonucunda karlılık düşse de, rezervlerini uluslararası petrol şirketleri ile aynı hızda geliştirmek için bazı devlet teşviklerine ve vergi kesintilerine sahiptirler. Ancak kendilerini destekleyen hükümetlerin farklı hedefleri nedeniyle, ulusal petrol şirketleri genellikle karlılık değil piyasa odaklı olmayan hedefler peşinde koşmaktadır. Bu hedefler arasında ise istihdam sağlamak, bir hükümetin iç veya dış politikalarını ilerletmek, hükümet programlarını ödemek için uzun vadeli gelir elde etmek ve ucuz yerli enerji sağlamak gösterilebilir.
Stratejik ve operasyonel özerkliğe sahip ulusal şirketler
Bu ulusal şirketler, kurumsal varlıklar olarak işlev görür ve kendi ülkelerinin hükümetlerinin uzantısı olarak faaliyet göstermezler.
Bu kategori diğerlerinin yanı sıra Petrobras (Brezilya) ve Statoil'i (Norveç) içerir. Bu şirketler genellikle kâr odaklı kaygıları ve ülkelerinin hedeflerini kurumsal stratejilerinin geliştirilmesiyle dengelemektedir.
Bu şirketler ticari kaygılarla hareket etseler de, yatırım veya diğer stratejik kararları alırken ülkelerinin hedeflerini de göz önünde bulundurmaktadır.
Petrol fiyatları ile ilgili sıkça sorulan sorular?
Soru: Petrol fiyatlarını belirleyen başlıca faktörler nelerdir?
Cevap: Petrol fiyatlarını belirleyen ana faktörler arz ve talep olarak görülmektedir.
Piyasa ya da yatırımcı duyarlılığı da vadeli işlem sözleşmelerinin bir yansıması olarak fiyatlar üzerinde belirleyici olabilmektedir.
Öte yandan doğal afetler ve politika yapıcıların kararları gibi dışsal faktörler de fiyatlar üzerinde her zaman belirleyici bir etkiye sahiptir.
Soru: Petrol fiyatlarının artması kime fayda sağlar?
Cevap: Petrol fiyatlarındaki artış enerji ve yakıt için daha fazla harcama yapılacağı için tüketiciler tarafından pek hoş karşılanmaz. Bu senaryoda tüketiciler artan petrol fiyatlarının etkisi ile diğer mal ve hizmetlere daha fazla harcama yapmak zorunda kalacaktır.
Ancak petrol fiyatlarının yükselmesi, petrolden gelir elde eden ülkelerin daha fazla gelir elde etmesi anlamına geleceğinden net petrol ihracatçısı ülkelerin ve enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin faydasına olacaktır.