Kriz Nedir?
Kriz, kişi veya toplulukları olumsuz olarak etkileme potansiyeline sahip ve ani olarak ortaya çıkan durum veya tehlikedir. Ekonomik kriz ise mal, hizmet, üretim faktörleri fiyatlarının ve ulusal para biriminin değerinin çeşitli nedenlerle ve ani olarak kabul edilebilir limitleri aşan şekilde dalgalanması ve bunun sonucunda ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması ve ileriye dönük olarak ekonomide büyük bir belirsizliğin ortaya çıkmasıdır.
Ekonomik Kriz Nasıl Olur?
Ekonomik büyümenin etkisiyle oluşan likidite bolluğu varlık fiyatlarının balonlaşması ve tüketici talebinin tırmanmasına neden olur. Finansal piyasalarda ve konut piyasasında irrasyonel ve spekülatif yatırımcı davranışları nedeniyle sürdürülebilir olmayan düzeylere yükselen varlık fiyatlarının çeşitli nedenlerle gerilemesi finansal piyasalarda riskten kaçışı ve tüm piyasayı etkisi altına alan satış dalgasını tetikler. Hızlı faiz artışı ve benzeri gibi nedenlerle varlık fiyatlarının ve talebin ani ve beklenmedik bir şekilde gerilemeye başlaması genellikle ekonomik krize yol açar. Gerileyen varlık fiyatları kredi ve likidite sıkışıklığı yaratarak finansman maliyetlerinin yükselmesine, talebin ve üretimin daralmasına neden olur. Darboğaza giren reel sektörde yaşanan küçülme ve iflaslar işsizliğin artması ve gelir düzeyinin gerilemesiyle sonuçlanır. Yabancı yatırımcıların ülkeden çıkması, cari açık ve kamu / özel sektör borçlarının finansmanınında sıkıntı yaratarak döviz kurlarının ani ve hızlı yükselmesine ve ithalata bağımlı reel sektörde üretimin ve satışların gerilemesine ve toplu iflaslara neden olur.
Ekonomik Krizin Nedenleri
• Faiz Oranları: Faiz oranlarıdaki artış finansal piyasalarda varlık değerlerinin gerilemesine ve kredi ve likidite sıkışıklığına neden olarak ekonomik krize neden olur.
• Hisse Senedi Piyasaları: Çeşitli nedenlerle yatırım ortamına olan güvenin azalması ve riskten kaçış eğilimi başladığında paniğe kapılan yatırımcıların yarattığı yoğun satış dalgası finans piyasalarında krize neden olur.
• Varlıkların Aşırı değerlenmesi: Spekülatif alımlar sonucu gayrimenkul ve benzeri gibi varlıkların değerlerinin sürdürülebilir olmayan seviyelere kadar yükseldikten sonra aniden düşmesi ekonomik kizleri tetikleyen nedenlerden biridir.
Ekonomik Krizin Çeşitleri ve Özellikleri
Ekonomik krizler çok farklı nedenlere ortaya çıkabilir. Ekonomik krizlerin ortaya çıkışı, kriz süreci ve etkileri, krizi tetikleyen sebeplere göre değişir. Ekonomik krizin etkileri, krizin türüne ve büyüklüğüne göre sadece ortaya çıktığı ülkeyle sınırlı kalabildiği gibi bölgesel ve global ölçekte ekonomik krizler de ortaya çıkabilir.
• Finans Sektörü Krizi: Aşırı değerlenen sermaye piyasası araçları, gayrimenkul gibi varlıkların değerinin hızla gerilemesinden ve bankaclık sektöründe hane halkı veya kurumsal batık kredi oranındaki artıştan kaynaklanan kredi ve likidite sıkışıklığının tetiklediği ekonomik krizler.
• Reel Sektör Krizi: global veya ulusal düzeyde talebin gerilemesi, kolay ve ucuz krediye erişimin zorlaşması ve dış pazarlara bağımlılık gibi nedenlerle giderek zayıflayan imalat sektöründe yaşanan küçülme ve iflasların tetiklediği ekonomik krizler.
• Ödemeler Dengesi Krizi: Dış ticaret açığı veren ekonomilerde yabancı yatırımcıların sağladığı döviz girişindeki azalma nedeniyle cari açığın finansmanı için döviz ihtiyacının ortaya çıkması ulusal para biriminin hızla değer kaybetmesi ve makroekonomik dengelerin bozulmasına yol açarak ekonomik krize neden olur.
• Kamu Kesimi Borçları: Kamu kesiminin dış borç ve faiz ödemelerinde zorluk yaşaması borçlanma maliyetinin artmasına ve bütçe açıklarının artmasına neden olur.
Ekonomik Krizlerin Özellikleri:
• Beklenmedik şekilde ve ani olarak gelişir
• Toplam mal, hizmet ve varlık talebin çeşitli nedenlerle azalmasıyla ilişkilidir
• Ekonomik faaliyetler yavaşlar
• İşizlik artar
• Gelir düzeyi düşer ve gelir dağılımı bozulur
• Hızlı ve uygun önlemler alarak ekonomik krizin, ekonomik durgunluk veya ekonomik çöküntüye evrilmesi önlenebilir.
Ekonomik Kriz Olursa Ne Olur?
Ekonomik krizin etkileri ülkelerin içinde bulunduğu mevcut makroekomik dengeler ve krizin büyüklüğüne göre değişir.
• Piyasalarda likidite ve kredi sıkışıklığı yaşanır
• Faizler artar ve borçlanmanın maliyeti yükselir
• Finansman maliyeti yükselen şirketler küçülür
• İşsizlik artar
• Ulusal para birimi diğer paralar karşısında değer kaybeder
• Enflasyon yükselir
• Hane halkının satınalma gücü düşer
Dünyada Yaşanan Ekonomik Krizler
21. yüzyılda yaşanan en büyük iki ekonomik kriz de ABD’de başladı ve hızla gelişmiş ekonomileri ve global ekonomiyi etkisi altına aldı.
2007, 2008 ve 2009 Ekonomik Krizleri
ABD’de 2006 yılında başlayan konut piyasasası krizinde, önce gelir seviyesi konut kredisi taksitlerini ödemeye yeterli olmayanların veya speküaltif amaçlarla yatırım yapanların, düşük faiz oranları ve finansal kuruluşların çok detaylı risk değerlendirmesi yapmadan ve çok düşük peşinatlarla konut kredisi vermesinin de yardımıyla, konut almalarını konut fiyatlarında balonlaşmaya neden oldu. 2006 yılıın sonlarında konut fiyatları gerilemeye başladığında zarara gireceğini düşünen yatırımcılar kredilerini geri ödemezken giderek artan sayıda konut bankalarca haczedildi. İpotek kredisine dayalı yatırım araçları alıp satan finansal kurluşlar ödenmeyen krediler yüzünden büyük kayıplar yaşadı. Portföylerinde batık krediler bulunan finansal kuruluşlar bankalardan kredi alamadıkları için likidite sıkıntısına düştü ve iflaslar arka arkaya gelmeye başladı. İşsizlik hızla tırmandı. Fed, 2009 yılında ekonomiye destek programı dahilinde piyasaya 185 milyar dolar likidite sağladı. Bu sayede ABD ekonomisi 2009’un 3.çeyreğinde resesyondan çıktı. Bozulan makroekonmik verilerin yeniden normale dönmesi yaklaşık 10 yıl sürdü.
2001 Ekonomik Krizi
1992 yılından itibaren yeniden ekonomik büyüme döngüsüne giren ABD ‘de hisse senetleri piyasası 90’ların sonuna doğru teknoloji hisselerinin başı çektği büyük bir yükseliş trendine girdi. 2000 yılının ilk çeyreğine kadar devam eden “dot com” veya “tech” boom olarak adlandırılan bu trendde yatırımcılar şirketlerin performansına bakmadan tüm teknoloji hisselerine yatırım yapmaya devam ettiler. Mart 2000’de başlayan satış trendi sonunda hisse senetleri fiyatları gerilerken bir çok teknoloji firması iflas etti. Fed faizleri %6,25 ten %1,75’e kademeli olarak çekti.
1929 Büyük Buhranı
Birinci Dünya Savaşı sonrasında savaş giderlerinin altında ezilen Avrupa ekonomik açıdan zayıf düşerken Amerika savaştan hakim güç olarak çıktı. Hızla büyüyen Amerikan ekonomisinde esen iyimser hava finansal piyasalarda riskli spekülatif işlemlerin yaygınlaşmasına yol açtı. Bankaların spekülatif alımlarla kazanç sağlamaya çalıştığı borsada hisse senedi fiyatlarının aşırı derecede yükselmesi üzerine Fed piyasaları dizginlemek için faizleri %7’den %15’e yükseltme kararı aldı. Kısa bir süre sonra düşüşe geçen hisse senedi fiyatları 21 Ekim 1929 tarhinde durdurulamaz bir şekilde ve hızla düştü. Portföylerinde hisse senedi bulunduran bankalar batarken dalga dalga yayılan ekonomik kriz kısa sürede bütün dünyayı etkisi altına aldı.
Dünya Tarihindeki En Büyük Ekonomik Krizler
Dünya tarihinde bugüne kadar sayısız ekonomik kriz yaşandı. Bunlar arasında en yıkıcı etkiye sahip olanlar:
1772 Finansal Krizi: İngiltere’de başlayan ve hızla Avrupa’ya yayılan ekonomik krizde hızlı büyüyen İngiliz bankaları yükümlülüklerini geri ödeme zorluğuna düşen İngiliz bankaları iflas ederken, kriz kısa sürede kıta Avrupasına ve İngiliz kolonilerine yayıldı. Bu krizin Amerikan bağımsızlık savaşının başlamasına neden olduğu görüşü yaygındır.
1929 Büyük Buhran: Etkileri yaklaşık on yıl süren ve 20. yüzyılın en büyük ekonomik çöküşü olarak bilinen büyük buhran 1929 yılında ABD’de Wall Street’te hisse senedi piyasasının çöküşüyle başladı. İşsizlik ve iflaslar rekor düzeylere çıktı. Krizin etkileri kısa bir süre sonra bütün dünyada hissedildi.
1973 Petrol Krizi: OPEC’in Arap-İsrail savaşına silah sağlayan batı ülkelerine petrol satışını durudurma ve üretimi kısma kararı almasının ardından enerji fiyatları hızla yükseldi, yükselen enerji fiyatları enflasyon artışına neden olurken global çapta ekonomik krizi ve enflasyon ortamında ekonomik durgunluğu (stagflasyon) tetikledi. Petrol krizinin ekonomiye etkileri uzun yıllar sürdü.
1997 Asya Krizi: 1997 yılında Tayland’da başlayan ve kısa sürede çoğu Asya ülkesini etkisi altına alan Asya krizi, Tayland’ın ABD dolarına çıpalı sabit kur rejimini terk edeceğini açıklamasıyla patlak verdi. Ülkeden çıkmak isteyen yatırımcılar arasında yaşanan panik kısa sürede tüm Asya ülkelerine yayıldı. IMF krizden etkilenen ülkelere destek sağlayarak durumun sakinleşmesine yardımcı oldu.
2007 Konut Piyasası Krizi: Büyük buhrandan sonra yaşanılan en büyük kriz olarak nitelenen ABD konut piyasası krizi, konut piyasası balonunun patlamasıyla başladı ve özellikle tüm gelişmiş ülkelerin finans piyasalarını etkisi altına aldı. Milyarlarca dolarlık kayba neden olan kriz birçok finansal kuruluşun iflas etmesine neden olurken dünyanın en büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers’ın iflas etmesine neden oldu. İşsizlik %10 seviyesine yaklaştı. ABD merkez bankası finans kuruluşlarının elidindeki varlıkları satın aldı ve kimilerini devletleştirdi. 2009 yılında başlayan ekonomiyi canladırma programı 2009’un 3üncü çeyreğinde ekonominin resesyondan çıkmasını sağladı. Ancak işsizlik ve bir süre daha yüksek seyretti.
Yunanistan Ekonomik Krizi
Yunanistan’ın dış borcu 5 yılda yaklaşık 100 milyar euro artarak 2009 yılında 252 milyar euroya yükseldiğinde, Fitch derecelendirme kuruluşu Yunanistan’ın kredi notunu A-‘dan BBB+’a düşürdü. Dış borçlarını ödeyemeyecek duruma gelen Yunansitan’da borç krizi tırmanya devam ederken, kamu harcamalarında kesintiler yapılması ve Almanya’nın, Yunanistan’ın iflastan kurtarılmasına karşı çıkması ülkede geniş çaplı protestolara neden oldu. Derin bir ekonomik krize giren Yunanistan’ın AB para birliğinden yani eurodan çıkması gündeme geldi. Uzun görüşmelerin sonunda Yunasistan’a 130 milyar euro verilmesine ve bankaların kredilerinin %75’inin silmesine karar verildi. Yunanistan’da yaşanan krizin Euro Bölgesindeki diğer ülkeleri etkilemesi ve krizin boyutlarının daha da genişlemesinden endişe edildi. Son makroekonomik göstergeler Yunanistan’ın istikrarlı olmasa da ekonomik durgunluktan çıkma belirtileri gösterdiğine işaret ediyor.
Arjantin Ekonomik Krizi
ABD merkez Bankası Fed’in faiz artırma ve parasal genişlemeye son vererek piyasadan para çekme sürecine girmesiyle darboğaza sürüklenen Güney Amerika’nın 3üncü büyük ekonomisi Arjantin’de hükümet geçtiğimiz Ağustos ayında IMF’den 50 milyar dolarlık krediyi daha erken kullanma talebinde bulundu. Beklenmeyen bu talep, piyasalarda aşırı dış borç yükü altında ezilen ülkenin borçlarını geri ödeyememe tehlikesi içinde olabileceği endişelerini artırdı. Arjantin’in ulusal para birimi pesonun değeri dolar karşısında hızla eridi. Tüketime dayalı ekonomik büyüme modeli uygulayan Arjantin ekonomisi 2018 yılının ilk çeyreğinde %0,7, 2inci çeyreğinde ise - %0,4 büyüdü. Arjantin’in, GSYİH’sınn 3üncü çeyrekte de negatif büyümesi bekleniyor. Bir yılda %100’ün üzerinde değer kaybeden peso, %46’ya varan enflasyon ve %60 civarında faiz oranıyla Arjantin’de ekonomik durgunluk sürüyor.
1929 Dünya Ekonomik Krizinin Türkiye’deki Etkileri
O yıllarda gelirlerinin çok büyük bölümünü Avrupa ülkelerine ihraç edilen tarım ürünlerinden sağlayan Türkiye’nin ihracatı 1929 ‘da başlayan büyük bunalımdan büyük darbe aldı. İhraç edilemeyen tarım ürünlerinin fiyatları gerilerken tarım sektörü krizi en derin şekilde yaşadı. Lozan anlaşmasının şartları uyarınca liberal ekonomik model ve serbest kur rejimi uygulayan Türkiye krizin etkilerine karşı bir dizi önlem almaya başladı ve karma ekonomik modele geçerek KİT’ler araclığıyla devlet eliyle sanayileşmeye hız vererek tarıma olan bağımlılığını azaltmaya çalıştı. Ayrıca 1930 yılında kurulan Merkez Bankası kur rejimi, fiyat hareketleri ve faiz oranlarını kontrol altına aldı.
Türkiye Ekonomisi 2018 (Türkiye’nin Ekonomik Durumu)
Türkiye ekonomisi 2017’nin 3üncü çeyreğinden bu yana negatif büyümeye devam ediyor. 2017’nin 3üncü çeyreğinde %11,7 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi 2017’nin 4üncü çeyreğinde %7,3, 2018’in ilk çeyreğinde %7,4, 2018’in 2inci çeyreğinde %5,2 ve 3üncü çeyreğinde ise %1,6 büyüdü. Bu sonuçlara göre resmi olarak resesyona giren Türkiye ekonomisinin 2018’in 4üncü çeyreğinde ve 2019’un ilk iki çeyreğinde küçülmeye devam etmesi bekleniyor. Kasım ayı TÜFE enflasyonu %21,6 ile bir önceki yıla göre %67 artarken bir önceki aya göre yaklaşık 3,5 puan geriledi. Türk Lirası ise dolar kaşısında yılbaşından bu yana %40 değer kaybetti. Döviz kurundaki hızlı yükselişe bağlı olarak ekonomik faaliyetlerde görülen yavaşlamanın etkisiyle dış ticaret dengesi Ekim ayında 2,7 milyar dolar fazla verdi. Öncü makroekonomik göstergeler ekonomik durgunluğun 2019 yılında derinleşerek devam edebileceğine işaret ediyor.
Türkiye’de Uygulanan Ekonomi Politikaları
Türkiye’de 1923 yılından bu yana konjonktürel gelişmeler ve iç dinamiklere bağlı olarak farklı ekonomik modeller uygulandı. 1929 yılında ABD’de başgösteren ve daha sonra etkileri global ölçekte hissedilen büyük bunalımın ardından, Türkiye’de liberal ekonomi politikasından vazgeçilerek dışa kapalı, devletçiliğe ve ithal ikamesine ve sabit kur rejimine dayalı planlı karma ekonomiye geçildi. 1950 – 1960 yılları arasında yeniden dışa açık ve liberal politikalara dönüş yapıldı ancak bu dönemde yaşanan ekonomik krizlerin ardından 1960 -1980 arasında devam eden ithal ikamesine dayalı planlı ekonomi uygulandı. 1980 yılından itibaren ihracata dayalı büyüme modeli ve esnek kur rejiminin uygulandğı liberal ekonomik politikalar izlenmeye başlandı. Özelleştirmelerle küçülen kamu kesiminin ekonomideki payı daraldı. 1990’lı yllarda yüksek enflasyon, devalüasyonlar ve yüksek dış borçlarla kapatılan cari açıklar dönemi 2000 yılında yaşanan krize kadar devam etti. Türkiye’de halen 2001 yılında başlatılan ekonomik istikrar programıyla belirlenen liberal ekonomik politikalar ve tüketime dayalı büyüme modeli uygulanmaktadır. Programda hedeflenen özelleştirmelerle kamu kesiminin ekonomideki payı daralmaya devam ediyor.
İlgili Terimler ve Anlamları:
Likidite Krizi Nedir?
Kolaylıkla ve hızla paraya çevrilebilen (likit) varlıkların paraya çevrilmesinde yaşanan kısa süreli nakit darlığı veya çeşitli işlemler için gerekli nakit ihtiyacının karşılanamaması durumudur.
Daralma Nedir?
Darlaşma, küçülme anlamına gelir.
Ekonomik Buhran Nedir?
Ekonomik durgunluğun veya resesyonun aşırı boyutlara ulaşması sonucunda bir veya birden fazla ülkede ekonomik faaliyetlerin uzun süreli olarak yavaşlaması, üretimin ciddi oranda gerilemesi, işsizlik ve enflasyonun kabul edilebilir sınırların çok üzerinde seyretmesi durumudur.
Ülke Ekonomisi Nedir?
Bireyler ve kurumların ihtiyaç ve isteklerini karşılayan mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketim ağını oluşturan tüm faktörler ve bileşenler ülke ekonomisini oluşturur.
Kriz Yönetimi Nedir?
Ortaya çıkan acil durum veya tehlikelerin en az zararla aşılmasına yardımcı olacak stratejiler ve süreçlerin uygulanmasıdır.