Rafine edilmiş petrol, onu kontrol eden ülkelerin küresel ölçekte etkili bir konuma ulaşmasını sağlar.
Petrol rafinerileri ise ham petrolü değerli ürünlere dönüştürerek dünya enerji piyasasında hayati bir rol oynamaktadır.
Bu sebeple bu yazımızda dünyanın en büyük rafinerilerini, üretim kapasitelerini ve hangi ülkelerin bunlara sahip olduğunu inceleyeceğiz.
Petrol rafinerisi nedir?
Petrol rafinerilerini incelemeden önce petrol rafinerilerinin ne yaptığını ve neden önemli olduğunu incelemek daha doğru olacaktır. Buna göre petrol ürünlerinin ortaya çıkmasını sağlayan tesislere rafineri denilmektedir.
Ham petrolün işlenmesi suretiyle; benzin, motorin, gazyağı, likit gaz, madeni yağ veya diğer yakıt türlerine dönüşümüne olanak tanıyan bu ürünler rafineri sayesinde son tüketiciye sunulmaktadır.
Tüm rafinerilerde ise süreç üç ana adımdan oluşmaktadır. Bu adımlar sırasıyla ayırma, dönüştürme ve arıtma olarak sınıflandırılmaktadır.
Ayırma aşaması
Ayırma aşaması ham petrolün sıcak fırınlardan geçirilmesi ile sıvı ve buharların damıtma ünitelerine boşaltılmasını içerir.
Bu ünitelerde sıvılar ve buharlar kaynama noktalarına göre farklı fraksiyonlara ayrılır.
Daha hafif fraksiyonlar buharlaşarak kulenin tepesine yükselirken, yoğunlaşarak tekrar sıvıya dönüşür.
Kerosen ve distilatlar gibi orta ağırlıktaki sıvılar ise damıtma kulesinin ortasında yer alır.
Daha ağır fraksiyonlar da damıtma kulesinde daha aşağıda ayrılan gaz yağları gibi sıvılardır.
Dönüştürme aşaması
Ayırma aşaması sonrasında bir sonraki adım ise dönüştürmedir. Daha ağır fraksiyonlar işlenerek benzin gibi daha hafif ve daha yüksek değerli ürünlere dönüştürülür. Bu işlem kalın duvarlı reaktörler ile fırınlar, ısı eşanjörleri ve diğer kaplardan oluşan bir ünitede gerçekleşir.
Arıtma aşaması
Son olarak arıtma aşaması istenmeyen kirleticileri ortadan kaldırır. Bu adım ürünü stabilize etmek ve kirletici etkileri azaltmak için hayati önem taşır.
Bir ülkenin petrolü rafine etmesi neden önemlidir?
Petrolün 1950'lerin ortalarından bu yana dünyanın en önemli enerji kaynağı olması sebebiyle bir ülkenin rafine petrol ürünleri tedarikine sahip olması da oldukça önemlidir.
Petrolün rafine edilmesinin ülkeye başlıca faydaları ise şunlardır:
Enerji güvenliği: Kendi petrolünü üreten bir ülke yabancı enerji kaynaklarına olan bağımlılığını azaltır.
Ekonomik büyüme: Petrol endüstrisi gelir ve istihdam yaratarak, yabancı yatırımları çekmeye destek olur.
Döviz kazancı: Petrol ihracatı önemli bir dış gelir kaynağı sağlar.
Neden petrol rafinerilerinin sayısı artmıyor?
Rafinerilerin küresel ölçekte faydasını öğrendikten sonra neden rafinerilerin sayısının kısıtlı kaldığı sorusu da sıklıkla gündeme gelmektedir. Buna göre petrol rafinerileri önemli bir yatırım olmasına karşın bazı riskleri de bünyesinde barındırmaktadır. Bu ise rafinerilerin sayısının kısıtlı kalmasına yol açmakta ve bir rafineri inşa edilmeden önce birçok faktörün göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret etmektedir.
Buna göre rafinerilerin sayısının kısıtlı kalmasına yol açan başlıca sebepler şunlardır:
1. Çevreye tehlikeli gazların yayılmasına neden olması
Petrol, yakıldığında yüksek düzeyde karbondioksit üretir. Petrolün nasıl rafine edildiğine bağlı olarak metan ve diğer sera gazları da ortaya çıkabilmektedir. Buna göre petrol tatlı olarak sınıflandırıldığında bile atmosfere kükürt izleri girmektedir. Bu durum ise 1970'lerden bu yana gözlemlenen çevresel değişikliklere katkıda bulunan bir faktör olmuştur. Bu sebeple rafinerilere olan teşvikler sınırlı kalmaktadır.
Öte yandan petrol, kendi başına tüm yaşam formları için belirli zararları bünyesinde barındırır. Ham petrolde ve ondan rafine edilen yakıtlarda bulunan kanserojen maddelere maruz kalmak ise insanlarda beyaz kan hücresi sayısını düşürürken, bireylerin hastalıklara karşı daha hassas olmasına yol açar. La Leva di Archimede'de yapılan bir araştırma da ölümcül kanser ve bağışıklık sistemi hastalıkları için bu maddelere maruz kalmanın yeterli olabileceğini göstermektedir.
2. Sınırlı bir kaynak olması
Fosil bir yakıt olan petrol ayrıca sınırlı bir kaynaktır. Kullanmak için yeni petrol yatakları aranmaya devam edilse de, bazı tahminlere göre dünyadaki petrol kaynaklarının üçte ikisi çoktan kullanılmıştır. Bu durum ise bize bir noktada bu rezervlerin tükenebileceğini göstermekte ve bu sebeple bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin sayısının sınırlı kalmasına yol açmaktadır.
COVID-19 salgını, 2020 ve 2021 yıllarında dünyanın önde gelen ülkelerinde ulaşım için yakıt talebinin düşmesi de piyasayı etkilemiş ve bu dönemde bazı rafinerilerin kapanmak zorunda kalmasına yol açmıştır.
3. Asit yağmurlarının tetikleyicisi olması
Petrol yandığında, çevresindeki hava ile temas ederek yüksek sıcaklık etkisi yaratmakta ve bu da atmosferdeki azotun oksitlenmesine neden olmaktadır. Azot oksit ise petrolde bulunan sülfür içeriği ile birleştiğinde, asit yağmuru oluşturmak için atmosferik nem ile birleşerek, asit yağmuru olarak göllere, göletlere ve nehirlere risk oluşturmaktadır. Bu durum ise rafinerilere karşı oldukça katı kuralların getirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.
4. Petrol taşımacılığının güvenli olmaması
Business Insider, 2010-2016 yılları arasında ABD ulaşım ağlarından 9 milyon galondan fazla petrolün döküldüğünü bildirmiştir. Bu dönemde toplam 1.300'den fazla dökülme meydana gelirken bu rakam her 2 günde bir dökülme yaşandığına işaret etmektedir. Her gün 73.000 milden fazla boru hattı petrol taşımakta ayrıca daha fazlası tankerler ve trenler tarafından taşınmaktadır. Bu durum ise ticari bir yatırım olarak yatırımcıların yüksek riskler sebebiyle rafineri yatırımlarında çekimser olmasına yol açmaktadır.
5. Siyasi amaçlar barındırması
Öte yandan petrolün değeri, onun siyasi amaçlar çerçevesinde kullanılan bir kaynak olmasına yol açmıştır. Buna göre ülkeler petrol kaynakları için savaşa girmekte, dönem dönem teröristler de ülkelere karşı ayaklanmalarını petrol ağlarını sabote ederek başlatmaktadır. Bu ise rafineri yatırımlarının önemli bir güvenlik riski barındırmasına yol açmaktadır.
6. Yenilenebilir enerjiye yönelimin artması
Günümüz dünyasında yenilenebilir enerji kaynaklarına ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına olan ilgi, petrol ürünlerine olan talebi azaltarak yeni petrol rafinerilerini daha az cazip bir yatırım haline getirmektedir. Bunun yerine, mevcut tesisler daha verimli teknolojilerle geliştirilmekte ve modernize edilmektedir.
Petrolün avantaj ve dezavantajları birlikte değerlendirildiğinde ise sektörün yeniliğe ihtiyaç duyduğu kolaylıkla söylenebilmektedir.
Petrol rafinerileri yatırımcılar için neden önemlidir?
Rafine Ürün Ticareti
Rafineri yatırımlarının oldukça yüksek maliyetli ve riskler barındırması sebebiyle pek çok yatırımcı finans piyasalarında NYMEX RBOB Benzin vadeli işlemleri ve NY Limanı ULSD vadeli işlem sözleşmeleri gibi finansal araçlar ile rafineri ürünlerine yatırım yapmaktadır. Bu sözleşmeler ise dünyanın en büyük ve en likit rafine ürün piyasalarını temsil etmektedir.
Benzin için küresel gösterge olan RBOB Benzin vadeli işlemleri 2016 yılında günde ortalama 180.000'den fazla kontratta işlem görmüştür. RBOB Benzin vadeli işlem sözleşmesi ise özellikle petrol ticareti yapanların risklerden korunmasına destek olmaktadır.
Rafine ürün vadeli işlemleri ile riskten nasıl korunulur?
Yatırımcıların bu ürünlere ilgi göstermesinin temelinde ise kar elde etmenin yanında kendilerini riskten korumaya çalışmaları yer almaktadır. Buna göre bir emtianın temel riski olan spot veya fiziksel piyasa fiyatı ile gelecekteki fiyatı arasındaki farkı yansıtan riskler bu yatırım ile en aza indirilmeye çalışılır.
Belirli bir emtianın fiyatına önemli ölçüde maruz kalan şirketler de vadeli işlem sözleşmeleri satın alarak veya satarak risklerini yönetmeyi amaçlamaktadır. Borsada işlem gören vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri de önceden tanımlanmış ve standartlaştırılmış hüküm ve koşullar olması nedeniyle doğru yönetildiğinde yatırımcıların riskini en aza indirmektedir.
Bu sözleşmeler ayrıca tüm piyasa katılımcılarının erişebileceği platformlarda listelenmesi ve fiyatlandırılması sebebiyle ulaşılabilir yatırım araçlarıdır. Rekabetçi fiyatlarla piyasaya katılan çok sayıda alıcı ve satıcı da derin bir likidite oluşmasına katkı sağlayarak bu sözleşmeler üzerinden risklerini azaltmaktadır.
Ancak vadeli işlem sözleşmelerinin tamamında olduğu gibi bu sözleşmeler de derin bir finansal bilgi gerektirmektedir. Bu sebeple yatırıma yeni başlayan yatırımcıların öncelikle finansal piyasalarda deneyim kazanması oldukça önemlidir.
Rafine ürün vadeli işlemlerini kimler yapar?
Ticari katılımcılar veya pozisyonlarını korumak isteyenler (hedge) başta olmak üzere hava yolları ve perakende sektöründe faaliyet gösterenler ile bankalar, para yöneticileri ve fonlar bu sözleşmelerin en önemli taraflarıdır. Bu tüccarlar genellikle dayanak piyasalarda önemli fiziksel varlıklara sahip değildir ancak daha geniş bir ticaret stratejisinin bir parçası olarak fiyatlar üzerinde oynaklık yaratabilmektedir. Özellikle rafinericiler, girdi maliyetleri ile çıktı fiyatları arasındaki farktan bu sözleşmeler ile korunmakla ilgilenirler.
En büyük petrol rezervine sahip ülkeler
En büyük petrol rezervine sahip ülke, 300 milyar varilden fazla kanıtlanmış petrol rezervine sahip olan Venezuela'dır. Petrolün çoğu Doğu Orinoco Nehri Havzası'nın güney ucundaki Orinoco Kuşağı'nda yer almaktadır.
Dünyanın en büyük ikinci petrol rezervi ise Suudi Arabistan'da bulunmaktadır. Venezuela Ocak 2011'de kanıtlanmış rezervlerini artırdığını açıklayana kadar Suudi Arabistan’ın rezervleri dünyanın en büyük rezervleri olarak kabul edilmekteydi.
Dünyanın en büyük 8 petrol rafinerisi
Amerika Birleşik Devletleri en çok petrol rafinerisine sahip ülkedir.
Rafineri bazlı incelendiğinde ise aşağıdaki rafineriler, günde yüz binlerce varil ham petrol işleyerek dünyanın en büyük rafineri kapasitesine sahip kurumlar olmuştur.
İşte kapasitelerine göre dünyanın en büyük 8 petrol rafinerisi:
1. Jamnagar Rafinerisi
Jamnagar rafinerisi Hindistan'da özel sektöre ait bir ham petrol rafinerisidir. Temmuz 1999'da günde 668.000 varil kapasite ile faaliyete geçen rafineri yaklaşık 1.240.000 varil kapasiteye sahiptir ve bu da onu dünyanın en büyük rafinerisi yapmaktadır.
Bu rafineri kompleksi olağanüstü bir hızla inşa edilmiş ve inşaatın benzeri görülmemiş kapsamı ve yöntemleri, geleceğin rafinerilerinin inşa edilme şeklini de değiştirmiştir. Sonuç olarak Hindistan, net petrol ürünleri alıcısından net ihracatçıya dönüşmüş ve bu da ülkenin enerji güvenliğine destek sağlamıştır.
2. Paraguaná Rafineri Kompleksi
Venezuela'nın kuzeybatısında yer alan Paraguaná rafineri kompleksi, dünyanın en büyük rafineri komplekslerinden biridir. Paraguana yarımadasındaki Carbon ve Amuay rafinerileri ile Venezuela'nın Zulia eyaletindeki Bajo Grande rafinerisi olmak üzere üç rafineriden oluşmaktadır.
Cardon ve Amuay rafinerileri günde 955.000 varil işleme kapasitesine sahipken, Bajo Grande asfalt tesisi günde 16.000 varil işleyebilmektedir. Böylece toplam işleme kapasitesi yaklaşık 971.000 varile ulaşmaktadır.
İlk olarak 1976 yılında açılan tesis, Venezuela'nın devlet şirketi Petróleos de Venezuela (PDVSA) tarafından işletilmektedir.
3. SK Enerji Ulsan Rafineri Kompleksi
SK Enerji, 1964 yılında SK Enerji Ulsan Rafineri Kompleksi'ni geliştirerek Kore'deki ilk petrol rafinerisi haline getirmiştir. Bu kompleks sadece Güney Kore'nin değil aynı zamanda Asya'nın da en büyüğüdür.
Bu kompleks içerisinde yaklaşık 840.000 varile kadar ham petrol işlenmektedir.
4. Ruwais Rafinerisi
İlk olarak Haziran 1981'de devreye alınan Ruwais rafinerisi Mart 1982'de resmi olarak faaliyete geçmiştir. Rafineri, Abu Dabi şehrinin batısında, Arap Körfezi kıyısında yer almakta ve Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi (ADNOC) tarafından işletilmektedir.
Bu tesis yaklaşık 837.000 varil ham petrol ve kondensat rafine edebilmektedir. Bu da onu dünyanın en büyük dördüncü, Orta Doğu'nun ise en büyük rafineri tesisi yapmaktadır.
5. Yeosu Rafinerisi
Yeosu rafinerisi Güney Kore'nin Jeollanam kentinde yer almaktadır ve 1969 yılında faaliyete geçmiştir. Chevron ve GS Energy'nin yarı yarıya ortak olduğu rafineriyi GS Caltex işletmektedir.
Güney Kore'nin en büyük ikinci, Asya'nın ise üçüncü rafinerisi olan Yeosu rafinerisi yaklaşık 800.000 varil ham petrol üretmektedir.
6. Onsan Rafinerisi
Onsan rafinerisi 1980 yılında açılan ve Güney Kore'nin Ulsan kentinde bulunan entegre bir rafineridir.
S-Oil Corporation Inc tarafından işletilen ve Saudi Arabian Oil'e ait olan rafineri yaklaşık 669.000 varil ham petrol üretmektedir.
7. Port Arthur Rafinerisi
Motiva rafinerisi Port Arthur, Teksas'ta yer almaktadır ve Kuzey Amerika'nın en büyük petrol rafinerisidir. Kökenleri Beaumont, Teksas yakınlarındaki Spindletop petrol patlamasına kadar uzanmaktadır. Port Arthur Rafinerisi'nin ilk işleme üniteleri 1902 yılında, daha sonra Texaco olarak bilinen Texas Company tarafından inşa edilmiş ve resmi olarak 1903 yılında çalışmaya başlamıştır.
8. Jurong Adası Rafinerisi
Jurong Adası rafinerisi, Chevron ve China National Petroleum'un sahibi olduğu 1973 yılında faaliyete geçen entegre olmayan bir rafineridir.
Singapur'un güney batısında yer alan bu rafineri yaklaşık 290.000 varil kapasiteye sahiptir.
Türkiye’deki petrol rafinerileri
Enerji alanında önemli bir yere sahip olan rafineriler ülkemizde bulunmaktadır. Küreselleşen dünyanın en büyük ihtiyaçlarından biri olan rafineriler ülkemizde ise özellikle petrol rezervlerine yakın bölgelerde görülmektedir. Bu sayede üretim kolaylığı sağlanması hedeflenmektedir.
Ülkemizde ayrıca 1986 dan 2006 yılına kadar rafinerilerde yaklaşık yüzde kırk oranında ham petrol işlenme oranı artış göstermiştir. 2006 yılında İzmir rafinerisinde yüzde 111, İzmit rafinerisinde yüzde 91, Kırıkkale ve Batman da yüzde 70 civarında olmak üzere toplamda Tüpraş rafinerilerinde yüzde 95 oranında kapasite kullanılmıştır. Rafinerilerin bulunduğu illere bakıldığında ise;
📌 İzmir’de Aliağa rafinerisi,
📌 İzmit’te İpraş rafinerisi,
📌 Mersin’de Ataş rafinerisi,
📌 Batman’da Batman rafinerisi,
📌 Kırıkkale’de Orta Anadolu rafinerisi bulunmaktadır. Bunlardan sadece Batman’da petrol çıkarılmaktadır.