Global finans piyasalarında Silicon Valley Bank (SVB) olayı ile yükselen tedirginlik son olarak Credit Suisse tarafında yaşanan gelişmeler ile zirveye yükseldi. Bu nedenle de altın tarafında özellikle geçtiğimiz haftanın son gününde oldukça sert bir yükselişe imza atıldı.
Ons altının 1800 USD seviyesine düşmesinin ardından önemli bir yükselişin ayak sesleri de beraberinde gelmişti. Ons altın fiyatı o bölgede hareket ederken göstergelerde görülen pozitif uyumsuzluk düşüşün sonunu işaret ediyordu. Hatırlarsanız o günlerde piyasadaki temel tartışma konusu FED’in yapacağı faiz artırımının büyüklüğü idi. 0,25 ile 0,50 puan arasında gidip gelen faiz artırım beklentileri ons altın fiyatının görece orta vadede yaklaşık 100 USD’lik bir bant içinde düşüp, yükselmesine neden oluyordu. Fakat geçtiğimiz hafta SVB olayının ardından piyasada azalan tedirginlik seviyesi de adeta boyut değiştirdi.
SVB’den sonra Credit Suisse tarafında da likidite sorunlarının baş göstermesi ile birlikte piyasanın tedirginlik seviyesindeki yükselişin temel nedenini “bulaşma” riski olarak görüyorum. Çünkü özellikle bankacılık sektörünün temelinde yatan güven duygusunun zedelenmesi ile birlikte mudilerin bankalardaki mevduatlarını talep etmeleri halinde ufak görünen bir problem, bir sistem riski haline gelebilir. Hafta sonu ABD tarafındaki 110’dan fazla bankanın en az 2 yıllık mevduat garantisi talep etmeleri de bahsettiğim riski bertaraf etmek için sarf edilen çabalardan biri oldu. Diğer taraftan yine hafta sonu gelen haberlere göre UBS ile Credit Suisse arasında imzalanabilecek bir anlaşma olası likidite sorununu daha geniş tabanlı bir likidite havuzu ile çözebilmek açısından oldukça önemli görünüyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında yatırımcıların güvenli liman bakış açısı ile altına yönelmeleri ise son derece beklenen bir gelişmeydi. Piyasalardaki ateşin alevi ne denli yükselirse, altına yönelim de o denli artacaktır. Bu nedenle geçen hafta cuma günü görülen yükseliş, son dönemlerde çok da benzeri olmayan bir yükseliş olarak kayıtlara geçti. Altının haftayı 2020 yılının yaz aylarından bu yana görülen en yüksek seviye olan 1988 USD seviyesinden kapatması da yükselişin ne denli güçlü olduğunu göstermektedir.
Ons altın’a teknik açıdan bakış
Yukarıda temel anlamda gerekçelendirdiğim ons altın yükselişini isterseniz bir de teknik anlamda inceleyelim. 8 Mart’ta görülen doji mumunun ertesi gün görülen yükseliş ile desteklenmesiyle yükseliş hareketi başlamıştı.
Bu yükselişi saatlik grafikte incelediğimizde ons altının birden çok küçük flama formasyonu yaparak yükseldiğini görüyoruz. Özellikle 1943 USD’den geçen düşen trend seviyesinin cuma günü yukarı kırılmasıyla birlikte yükseliş hız kazandı. Şu an için yükselen trend seviyesi üzerinde bulunan ons altın için artık ilk hedef psikolojik sınır olan 2000 USD ve daha önceki zirve seviye olan 2075 USD seviyesidir.
Bu olası hedefleri izlerken dikkat edilecek en önemli destek aşağıdaki grafikte kırmızı renk ile çizdiğim yükselen trend çizgisidir. Bu trend kırılmadığı sürece ons altının yükseliş ivmesi değişse de yükseliş hareketinin devamı beklenir. Trend desteğinin 1980 USD seviyesinden haftaya başlaması ile birlikte ilerleyen her 4 saatlik süreçte trend desteği de 6 USD yukarı çıkacaktır.
Kaynak: Tradingview
Gelebilecek haberlerle geçtiğimiz hafta yaşanan zirve seviyelerden olası dönüşlerin yaşanması halinde 1947, 1922 ve 1900 USD seviyeleri olası destek seviyeleri olarak takip edilmelidir.
Son olarak çarşamba günü açıklanacak FED’in faiz kararı piyasaya güçlü şekilde yön vermeye aday görünmektedir. FED’in 0,25 ya da 0,50 puan faiz artırması yönünde epey uzun süredir devam eden spekülasyonlar geçtiğimiz hafta yaşanan bankacılık tribülansıyla çok daha zor bir karar haline geldi. Çünkü artan enflasyon kaygıları faiz artırılarak giderilebilirken, artırılan faiz oranları bankacılık sektörünü tahvil piyasası nedeniyle olumsuz etkilemektedir.