Doğal gaz fiyatlarının hesaba dahil edilmediği ve bu sebeple düşük gelen geçen ayki TÜFE rakamlarının ardından haziran ayında aylık TÜFE’de yeniden artış yaşanması bekleniyor.
Geçtiğimiz ay, tek sefere mahsus olmak üzere doğal gazın hanelere devlet tarafından ücretsiz sunulması sebebiyle doğal gaz fiyatlarının mayıs ayı enflasyon hesaplamasına dahil edilmeyeceği açıklanmıştı.
Bu hesaplama ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlar ise mayıs ayında yıllık tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yüzde 43,68 seviyesinden yüzde 39,59’a gerilediğini göstermişti.
Doğal gaz fiyatlarının hesaba katılmamasının etkisiyle düşük gelen aylık TÜFE, yüzde 2,39’dan yüzde 0,04’e gerilemiş idi. Ayrıca mayıs ayı yıllık üretici fiyat endeksi (ÜFE) yüzde 52,11’den yüzde 40,76’ya gerilerken, aylık ÜFE ise yüzde 0,81’den yüzde 0,65’e gerilemişti.
Bu ay ise enerji fiyatlarının yeniden hesaba katılması ile özellikle aylık TÜFE’de artış yaşanması bekleniyor. Bugün TSİ 10.00'da açıklanacak olan haziran ayı enflasyon rakamlarında yıllık TÜFE’nin yüzde 39,59’dan yüzde 39,47’ye gerilemesi beklenirken, aylık TÜFE’nin ise yüzde 0,04’ten yüzde 4,84’e yükselmesi bekleniyor.
TCMB yüzde 5’lik enflasyon hedefinin gerçekçi olmadığını ifade etti, faiz artışlarının devam edeceği sinyalini verdi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) pazartesi günü, son gerçekleşen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin yayımladığı özette, enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler sebebiyle TCMB’nin yüzde 5’lik enflasyon hedefinin gerçekleştirilebilirlikten çok uzak olduğu ifade edildi.
Yine toplantı özetinde TCMB’nin kısa vadeli hedefleri, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması olarak belirlendi ve son PPK toplantısında gelen faiz artış hamlesi de bu amaçla başlatılan parasal sıkılaşma döngüsünün ilk adımı olarak gösterildi.
Toplantıya dair özet metninde ayrıca, fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik ve finansal istikrarı tehdit ettiği değerlendirilip Kurul’un bu doğrultuda adımları gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen bir parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanmasına karar verdiği; parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesinin öngörüldüğü de ifade edildi.
Enflasyonun beklenti üzerinde gelmesi ne gibi sonuçlara yol açabilir?
Bugün açıklanacak enflasyon rakamlarında bir artış göreceğimiz aşikar. TCMB’nin PPK toplantısı özetindeki ifadelerinden ve ortodoks politikalara kademeli dönüş mesajlarından da anlaşılabileceği üzere faiz artışlarının bir süre daha devam edeceği de kesin gibi. Türkiye ekonomisinin mevcut durumu göz önüne alındığında ise faiz artış döngüsünün ne yöne gideceğini ya da ne kadar süreceğini kestirmek ya da tahmin etmek şu anki durumda biraz güç. Bu sebepten ötürü biraz daha beklemek ve TCMB kanadından gelecek ifadeleri ve ilerleyen birkaç PPK toplantısında çıkacak faiz kararlarını gözlemlemek TCMB’nin yol haritasını daha iyi anlayabilmek adına yerinde olacaktır.
Daha önceki analizlerimizde de belirtildiği üzere, TCMB’nin ilk faiz artış hamlesi yerli ve yabancı yatırımcı ve kuruluşları hayal kırıklığına uğratmıştı. Bu kuruluşlar arasında ise JPMorgan, Morgan Stanley, Bank of America, Deutsche Bank, Standard Chartered gibi dev kuruluşlar yer almıştı. Bunun son örneklerinden biri de Danimarkalı Danske Bank oldu. Buna göre Dankse Bank, TCMB’den gelen son artışı yeterli bulmazken, TL’deki değer kaybının da devam edeceğini ve yıl sonu faiz oranının yüzde 25 seviyesinde olacağını öngördü.
Özetle, bugün açıklanacak enflasyon rakamları ne olursa olsun, TCMB’nin faiz artışlarının bir süre daha bizimle olacağı kesin gibi. Burada önemli olan nokta ise faiz artışının sonuçları hissedilene dek, TCMB’nin piyasaları ve yatırımcıları kısıtlayıcı politikalara devam etmedeki kararlılığı konusunda ne derece ikna edici olabileceği olacak.
