Dün TCMB ocak ayı toplantısının ardından 2023 yılının ilk faiz kararını açıklayarak politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda yüzde 9 oranında sabit bıraktı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) dün gerçekleştirdiği ocak ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından faiz kararını açıkladı. TCMB, ülkemizde politika faizi olan ve geçtiğimiz ay yüzde 9 ile tek hanelere düşürdüğü bir hafta vadeli repo faiz oranını piyasaların da beklentisi doğrultusunda yüzde 9’da sabit bıraktı. Buna ek olarak gecelik borçlanma faizi yüzde 7,5’te gecelik faiz oranları ise yüzde 10,5’te sabit bırakıldı.
2021 yılı ağustos ayında politika faizi yüzde 19 seviyesinde iken başlayan ve aynı yılın aralık ayında faizin yüzde 14 seviyesine dek çekilmesiyle sonuçlanan faiz indirimi politikasının ardından 2022 yılının temmuz ayında dek faizler küresel koşullar gerekçe gösterilerek sabit tutulmuş; fakat TCMB yine ağustos ayında sürpriz bir biçimde faiz indirimine başlamış; bu dönemde de faiz indirimi için yeniden uygun şartların oluştuğu gerekçe gösterilmişti. 2022 yılı ağustos ve eylül aylarında 100’er baz puan faiz indirimine giderek politika faizi önce yüzde 12’ye, ardından ekim ayı toplantısında alınan sürpriz bir 150 baz puanlık faiz indirimi kararıyla yüzde 10,5 seviyesine çekilmişti. Kasım ayı toplantısından önce piyasalarda faizlerin artık tek hanelere çekileceği yönünde oluşan beklentiye paralel şekilde 150 baz puanlık son bir faiz indirimiyle faizler yüzde 9 seviyesine çekilmiş ve tek hanelere indirilmiş; kararın ardından yapılan açıklamada ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar verildiğine yönelik bir ibareye de yer verilmişti. Dolayısıyla aralık ayında gerçekleşen toplantıda da faizlerde bir değişikliğe gidilmemişti. Aralık ayındaki kararın ardından yapılan açıklamada “Mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskler dikkate alınarak yeterli düzeyde olduğu değerlendirildi" ifadesine yer verilmişti.
TCMB, ocak ayı karar metninde hangi noktalara vurgu yaptı?
TCMB’nin karar metninde genel hatlarıyla resesyon endişelerine değinildi.Küresel gelişmelerin yakından izlendiği, büyümeye ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı karar metninde ayrıca liralaşma stratejisine devam edileceği ifade edilerek kararlılık vurgusu yapıldı.
Açıklamada “Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir. Ayrıca finansal piyasalar, artan durgunluk risklerine karşı faiz artışı yapan merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaya başlamıştır.” denildi.
Açıklamada ayrıca “Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi ile arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliği açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.” denilerek küresel anlamda yaşanan ve merkez bankalarının faiz artışlarıyla körüklenen resesyon risklerine karşı büyümenin destekleneceğine vurgu yapıldı. Ayrıca sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlandığı; TCMB’nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği de belirtildi. Ve ocak ayı toplantı karar metninde yer alan “mevcut politika faizinin yeterli olduğu” ifadesi bu kez karar metninde yer almadı.
Açıklamadaki değinilen bu noktalar birleştirildiğinde ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Şayet diğer merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında faiz artışlarını sürdürdüğü ve bir süre daha da sürdüreceğine ilişkin açıklamalar hatırlanırsa; söz konusu bu ekonomilerin enflasyonla mücadele kapsamında büyümeden feragat etme ve bir resesyon yaşama pahasına enflasyonu düşürmek adına faiz artırdıkları sonucuna varılmaktadır. Ülkemizdeki tabloda ise enflasyonun Kasım 2022’de yıllık yüzde 85 civarına yükselip; Aralık 2022 baz etkisiyle yüzde 64’e indiği görülmektedir. Ancak TCMB'nin karar metninden anlaşıldığı şekilde enflasyonla mücadelede büyümenin desteklenerek, faizlerin sabit tutulduğu bir ortamda orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefine nasıl ulaşılabileceği belirsizliğini korumaktadır.