Euro Bölgesi haziran ayı enflasyon oranları açıklandı. Buna göre haziran ayı yıllık enflasyon oranı beklentileri aşarak yüzde 8,6’ya yükseldi ve rekor tazeledi
Bu hafta içerisinde Euro Bölgesi’nde arka arkaya rekor tazeleyen ülke enflasyon oranlarını paylaşmış ve gözlerin bugün açıklanacak Euro Bölgesi enflasyon oranında olduğunu belirtmiştik. Bugün Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan Euro Bölgesi haziran ayı enflasyon öncü verilerine göre, Euro Bölgesi'nde mayıs ayında yüzde 8,1 olan yıllık enflasyon, haziran ayında yüzde 8,6’a yükselerek yeni bir rekora imza attı. Uzmanların beklentisi verinin yüzde 8,4 gelmesi yönündeydi. Enerji ve gıda kalemlerini hariç tutan AB standardına uyumlu enflasyon ise haziran ayında yüzde 4,4’ten yüzde 4,6’ya yükseldi.
Bu ay da enflasyonu yukarı taşıyan ana nedenler devam eden Rusya-Ukrayna savaşını sonucu olarak yükselmeye devam eden enerji ve gıda fiyatları oldu. Bölge’de haziran ayı enflasyon ana bileşenleri incelendiğinde, en yüksek yıllık enflasyon yüzde 41,9 ile enerjide görüldü. Bunu, yüzde 8,9 ile gıda, alkol ve tütün ürünleri, yüzde 4,3 ile enerji dışı sanayi ürünleri ve yüzde 3,4 ile hizmetler takip etti.
Euro Bölgesi'nde haziran ayında enflasyon, Eurostat tarafından söz konusu verilerin toplandığı son 25 yıldan beri ölçülen en yüksek seviyeye çıktı.
Almanya dışındaki ülkelerde enflasyon arttı
Bugün gelen verilere göre İtalya’daki fiyat artışı da rekor düzeye çıktı. Buna göre mayıs ayında yüzde 7,3 olan fiyat artışı geçtiğimiz ay yüzde 8,5 olarak ölçüldü. Bu hafta içinde Fransa’da rekor enflasyon oranı gelmiş; İspanya’da ise enflasyon çift hanelere çıkmıştı.
Bu ülkelerden farklı olarak Almanya’da fiyatlar, beklentilerin aksine aylık bazda sürpriz bir düşüş yaşamıştı. Açıklanan enflasyon verilerine göre ise mayıs ayında yıllık yüzde 8,7 olan Almanya Harmonize Tüketici Fiyatları Endeksi (HICP) haziran ayında 8,2’ye mayıs ayında yıllık yüzde 7,9 olan Almanya Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise yüzde 7,6’ya gerilemişti.
Almanya AB ve Euro Bölgesi ülkeleri içinde enflasyonun vatandaşlar ve ticari işletmeler üstündeki baskısını hafifletebilmek adına düşük akaryakıt vergisi ve toplu taşımada indirim yapılması gibi bir dizi önlem alan ülkelerin başında geliyor. Enflasyonun biraz olsun gerilemesinde bu alınan geçici önlemlerin etkisi olduğu öngörülüyor.
Almanya, yapı itibariyle “enflasyonu sevmeyen” yani yüksek enflasyon oranıyla yaşamayı normal hale getirmek istemeyen ülkelerden biri ve önceki analizlerimizde de belirttiğimiz gibi Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) daha şahin bir politika talep etmekte. Almanya Merkez Bankası Bundesbank yetkilileri da daha önce bunu dile getirdiler.
Gözler artık ECB’ye çevrildi
Euro Bölgesi’nde ekonomik güven endeksinin son 15 ayın en düşük seviyesinde ve enflasyonun artmakta olduğu bir ortamda gözler ECB’ye çevrilmiş durumda. Banka, sıkılaşma adımlarından bir önceki adım olarak beklenen şekilde varlık alımlarının bugün sonlandırılacağını açıklamış ve temmuz toplantısı için faiz artışının önünü açmıştı. Banka’nın temmuz ayı toplantısında faiz artırımına başlayacağına kesin gözüyle bakılmakla beraber burada önemli olan artış oranı.
Bu hafta çeşitli konuşmalar yapan ECB Başkanı Christine Lagarde ECB’nin temmuz toplantısında 25 baz puanlık faiz artış planını yinelemiş, bunun yanında gerekirse daha hızlı hareket etmeye de hazır olduklarını belirtmiş; şayet daha yüksek bir enflasyonun beklentileri tehdit ettiğini görürlerse teşvikleri daha hızlı bir şekilde geri çekeceklerini söylemişti. ECB Yönetim Konseyi Üyeleri de benzer şekilde temmuz toplantısı için 25 baz puanlık artışın baz senaryo olduğunu belirtmiş, fakat 50 baz puanlık bir artışa da kapıyı kapatmamışlardı.
Burada belirtmek gerekiyor ki agresif bir merkez bankası politikası sonucu İtalya ve İspanya gibi güney Avrupa ülkeleriyle, özellikle Almanya gibi daha güçlü ekonomiye sahip ülkelerin devlet tahvili getirileri arasında uçurum oluşma potansiyeliyle ilgili bir endişe mevcut. Fakat hatırlanacağı üzere ECB bu konuyla ilgili endişeleri sonucu geçtiğimiz ay mevcut piyasa koşullarını görüşmek üzere planlanmamış bir toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantı sonucunda oluşabilecek bu yeni borç krizi endişelerine karşı Pandemi Acil Varlık Alım Programı (PEPP) çerçevesinde alınmış varlıkların vadesi gelen anapara ödemelerinin yeniden yatırıma yönlendirmesinde esneklik uygulanacağını ve Euro Bölgesi’ndeki ayrışmayı durdurmak için yeni bir araç geliştirileceğini bildirmişti.
Temmuz toplantısında ne bekleyebiliriz?
Euro Bölgesi enflasyon verisinin ardından euro/dolar yüzde 0,42 düşüşle 1,0438’e geriledi. Belirtmek gerek ki ECB Fed’in şahin ve kararlı politikalarına ayak uydurabilmek ve euro/dolar paritesini daha yukarı çekebilmek istiyorsa daha şahin bir duruş sergilemesi gerekiyor. Lagarde’ın son açıklamalarının ardından enflasyon verisinin beklenenden yüksek gelmesiyle piyasalarda da bu beklenti oluşmaya başladı.
ECB’nin faiz artırım kararı zaten beklenen bir durum. Önemli olanın faiz artırımımın ne kadar süreyle ve ne oranda gerçekleşeceği. 25 baz puanlık bir artış baz senaryo olarak vurgulanmış olabilir; ancak ECB içindeki şahin üyelerin de baskısıyla temmuz ayında 25 baz puandan daha yüksek bir faiz artışı görmemizin sürpriz olmayacağını düşünüyorum.