Piyasaların gözü bu haftaki Amerikan Merkez Bankası (Fed) Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) faiz kararında. Fakat dünkü kuvvetli dolar rallisinin ardından euro, Fed kararı öncesi toparlanmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta açıklanan ve yüzde 8,6 ile son 40 yılın zirvesini gören ABD mayıs ayı yıllık enflasyon verilerinin ardından küresel piyasaların gözü bu haftaki Fed toplantısında. Piyasalar Fed'in Ekim ayına dek yapılacak üç toplantıda toplam 175 baz puan artış yapmasını fiyatlarken bu artışlardan en az birinin 75 baz puan olması yönündeki beklenti artıyor. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in yüzde 96 ihtimalle bugün başlayacak ve kararları yarın açıklanacak toplantısında 75 baz puan faiz artışına gitmesi beklentiler arasında. Her ne kadar analistlerin bir kısmı yarın açıklanacak kararlarda yine 50 baz puanlık bir artış beklese de 75 baz puanlık artışın da artık masada olduğu bir gerçek.
Fed'in enflasyonu kontrol altına almak adına resesyon riskini göze alabileceği, piyasalarda dile getirilen ihtimallerden biri. Bu ihtimal sebebiyle küresel piyasalar resesyon endişesiyle negatif bir seyir izlerken birçok varlıkta satış eğilimi derinleşiyor. Dün, New York borsasında endekslerin yüzde 4 civarında değer kaybetmesini takiben S&P 500 endeksi ocak ayındaki zirve noktadan yüzde 20 gerileyerek teknik açıdan ayı piyasasını teyit etti. Piyasalardaki bu gelişmelerden ötürü artan dolar talebiyle dolar endeksi dün 105,2 ile yaklaşık 20 yılın zirvesine yükseldi. Bugün ise dolar dünkü atağın ardından bugün biraz duruldu ve yüzde 0,08 gerilemeyle 104,895 seviyesinde.
Euro Bölgesi gelişmeleri nasıl izliyor?
İşte böyle bir ortamda, her ne kadar Avrupa'da artan enflasyon endişesi henüz resesyon korkusunu ABD'de olduğu kadar tetiklememiş olsa bile, fiyatlamalar Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikası kararlarında beklediği alana sahip olamayacağına işaret etmeye başladı. Piyasalarda ekim itibarıyla 125 baz puan faiz artışının olacağı öngörülürken, bu durumda ECB'nin en az 2 kez 50 baz puan faiz artıracağı tahmin ediliyor. Bölge ekonomilerinin 10 yıllık tahvil faizleri dün artan satış baskısıyla 2013'ten bu yana en yüksek seviyeyi gördü. ECB yetkilileri de şahin açıklamalarını dün de sürdürdü.
Geçtiğimiz hafta ECB toplantısının ardından faiz artırımı için temmuz ayı işaret edilmişti ve Başkan Christine Lagarde’ın açıklamaları ilk faiz artışının 25 baz puan olacağı yönündeydi. Geçtiğimiz hafta Lagarde’ın açıklamalarının ardından ECB’nin özellikle Fed’in şahin ve kararlı politikalarına ayak uydurabilmek ve euro/dolar paritesini daha yukarı çekebilmek adına daha şahin bir duruş sergilemesi gerektiğini ve ECB bünyesinde Almanya gibi enflasyonu sevmeyen kimi ülkelerin de baskısıyla 25 baz puandan daha yüksek bir faiz artışı beklenebileceğini dile getirmiştik. Piyasaların da bu ihtimali fiyatlamaya başladığını görüyoruz.
Almanya’da enflasyon son 50 yılın zirvesinde
Bugün Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), fiyat artışlarına ilişkin mayıs ayı nihai verilerini yayınladı. Verilere göre, nisan ayında yüzde 7,4 olan yıllık enflasyon, mayısta 7,9'a çıkarak, ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek orana ulaştı. Artış tahminler doğrultusunda geldi. Ülkede aylık bazda enflasyon ise yüzde 0,9 arttı.
Destatis’in açıklamasında enerji ürünlerindeki fiyat artışlarının yüksek enflasyonun ana sebebi olduğunu belirtilerek enflasyonun iki Almanya'nın birleşmesinden bu yana üç aydır art arda en yüksek seviyeye ulaştığı ifade edildi. Açıklamada gıda başta olmak üzere diğer malların da savaş ve teslimat darboğazları nedeniyle tüketiciler için giderek daha pahalı hale geldiğine vurgu yapıldı.
Almanya coğrafi konumu, tarım ürünlerinin ve doğal kaynaklarının kısıtlılığı sebebiyle Rusya ve Ukrayna arasındaki savaştan en çok etkilenen Avrupa ülkelerinden biri konumunda. Özellikle sanayisinde dış enerji kaynaklarına bağımlılığı sebebiyle enerji ürünlerindeki yüksek fiyat artışları Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisini son derece olumsuz etkiliyor. Almanya’nın daha şahin bir ECB politikası beklentisinin çok gerçekçi olduğu kanaatindeyim.
Almanya'da ZEW Güven Endeksi haziranda biraz olsun toparlandı
Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW) Ekonomik Güven Endeksi, piyasa uzmanlarının Alman ekonomisi hakkında daha iyimser olmaları nedeniyle haziran ayında bir yükseliş kaydetmesine rağmen yine de negatif bölgede kaldı. ZEW Güven Endeksi’ndeki bu alçakgönüllü iyileşmeyi takiben, doların da dünkü etkileyici ralliden sonra yavaşlamasıyla, euro/dolar yüzde 0,40 artışla 1,0450 seviyelerinde pozitif bölgede kaldı.
Eurodaki yükselişin sebeplerinden biri de ECB’nin en şahin isimlerinden olan Hollanda Merkez Bankası Başkanı ve ECB Yönetim Kurulu Üyesi Klaas Knot’un önümüzdeki ay şu anki koşullar devam ettiği takdirde ECB’den 25 baz puandan daha fazla bir artış gelebileceğine işaret eden şahin açıklaması oldu. Bu tabi ki mümkün, hatta daha önceden de belirttiğimiz gibi bir kısım uzmanın beklentisi bu yönde. Ancak ECB’nin agresif Fed politikalarıyla güçlenen dolar karşısında euronun gücünü koruyabilmek için piyasaları enflasyona karşı etkili ve agresif bir mücadele yürüteceğine ikna etmesi gerekecek gibi duruyor.