Euro/dolar paritesi haziran sonunda başlayan ve özellikle geçtiğimiz 5 günde hızlanan gerileyiş tablosunu sürdürüyor. Parite cuma gününe de düşüşle başladı.
Euro, dolar karşısında geçtiğimiz ayın sonunda başlayan ve geçtiğimiz hafta sonundan itibaren daha da dikkat çeken gerileyişini sürdürerek bugüne de düşüşle başladı. Pozitif yönde ufak kıpırdanmalara karşın Euro Bölgesi ortak para birimi genel anlamda gerileyen bir grafik çiziyor. Euro/dolar düşüşle başladığı bugün de yüzde 0,02 gerilemeyle 1,0159 seviyelerinde.
Şu anki güncel duruma baktığımızda, dolar endeksi yüksek enflasyon, artan enerji fiyatları ve bunlarla birlikte Fed tutanaklarındaki şahin ifadelerle daha da körüklenen resesyon olasılığı gibi sebeplerle yatırımcıların güvenli liman olarak görülmesi ve piyasada dolara olan talebin ve iştahın artmasıyla 2002’den beri en yüksek seviye olan 107 seviyelerinde seyretmekte. Bunun karşısında ise euro son 20 yılın en düşük seviyesinde bulunuyor. Bu düşüşteki büyük etmenlerden biri şüphesiz ki doların güç kazanması. Ancak ikinci etmen ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) enflasyonla mücadele kapsamında faiz artırımında geç kaldığına dair endişeler.
ECB’nin son toplantı tutanakları faiz artışını vurguluyor
Geçtiğimiz gün Amerikan Merkez Bankası Fed’in 14 ve 15 Haziran 2022 tarihlerinde düzenlenen son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına ilişkin tutanakları yayımlamasının ardından ECB Yönetim Konseyince 8-9 Haziran tarihlerinde Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da gerçekleştirilen son para politikası toplantısının tutanakları da yayımlandı.
Tutanaklarda, konsey üyelerinin çoğunun yüksek ekonomik belirsizliğin tecrübe edildiği bir dönemde temmuz ayında gerçekleşecek para politikası toplantısında ana faiz oranlarını 25 puan artırmaya daha sıcak baktığı görüldü. Buna ek olarak bazı üyelerin 25 baz puanlık bir artışa herhangi bir taahhüt verilmemesi ve temmuz toplantısında daha büyük bir faiz artışına da kapının açık bırakılması gerekliliğini savunduklarıanlaşıldı.
Ayrıca tutanaklarda, üyelerin ECB'nin eylül ayı para politikası toplantısında daha kuvvetli bir faiz artışının masada olması konusunda hemfikir olduğu belirtilerek, Yönetim Konseyinin bu noktada eylül toplantısına ilişkin beklentileri konusunda daha net olması ve özellikle ECB'nin ana faiz oranlarında 25 baz puandan fazla bir artışa kapıyı açık bırakması gerektiği ifade edildi. Temmuz ayı para politikası toplantısında ise orta vadeli enflasyon görünümünü önemli ölçüde etkileyecek yeni verilerin elde edilmesi halinde ECB Yönetim Konseyi'nin faiz artışının ölçeğini takdir etme konusunda inisiyatif alma yetkisini elinde tutması gerekliliğine vurdu yapıldı.
Tutanaklarda son olarak, yeni bir borç krizi endişesine karşı, Euro Bölgesi’nde tahvil getirilerinde ayrışmayı durdurmak için yeni bir araç geliştirmek adına bir çağrı yapıldığı da belirtildi.
Euro Bölgesi’nde tahvil getirilerinde ayrışmayı durdurmak için planlanan yeni araç 21 Temmuz’a yetişmeyebilir
Tutanaklardaki ifadeleri daha yakından incelersek, tutanakların sonunda vurgu yapılan ve Euro Bölgesi’nde tahvil getirilerinde ayrışmayı durdurmak amacını güdecek yeni araç çoktan tanıtıldı. Hatırlanacağı üzere, ECB haziran ayı para politikası toplantısında temmuz ayından itibaren faiz oranlarının artırılacağına işaret edilmesini takiben İtalyan tahvil getirilerindeki çıkışın ardından ECB nispeten daha zayıf bir ekonomiye sahip Euro Bölgesi ülkeleri üzerindeki negatif etkileri sınırlamak ve olası bir borç krizinin önüne geçmek için haziran ayı ortasında gerçekleştirilen olağanüstü bir toplantı sonucu bir kriz aracı taahhüt etmek zorunda kalmıştı.
“Geçici Koruma Mekanizması” olarak anılan; fakat ismi henüz kesin olmayan bu yeni araçla ilgili olarak ECB Başkanı Christine Lagarde geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yapmıştı. 29 Haziran tarihinde Portekiz'in Sintra kentinde gerçekleşen ECB toplantısında Lagarde, bu yeni araç için devam eden bir çalışma olduğunu belirtmiş ve aracın değerlendirilme tarihi olarak da 21 Temmuz'u işaret etmişti. Fakat Bloomberg’de yer alan bir habere göre söz konusu araç 21 Temmuz tarihine yetişmeyebilir.
Politika yapıcılar konu üzerinde bir uzlaşıya varılacağından emin olsalar da şu an için yapılması gereken çok fazla ayrıntı olduğunu da belirtmeyi ihmal etmediler. Bilindiği gibi ECB, euro para birimini kullanan 19 ülke adına ortak karar alan bir merkez bankası. Dolayısıyla tedbirin gerçekleşecek faiz artırımlarını engellememesi, bu araçtan yararlanan herhangi bir hükümet için olması gereken koşullar ve muhtemel yasal engeller gibi konular halen tartışma konusu olmaya devam ediyor.
ECB enflasyonla mücadelede ne kadar güven uyandırıyor?
Fed tutanaklarıyla bir kıyaslama yapmak gerekirse, Fed’intek ve ana gündem maddesi yüksek enflasyon idi ve Fed yükselen resesyon endişelerine rağmen parasal sıkılaştırma politikasını sürdürmede kararlı bir görüntü çizmişti. Yine tutanaklarda Fed yetkililerinin faiz artırmak ekonomiyi yavaşlatmak demek olsa bile yüksek enflasyonun uzun süreli ve kalıcı olmasını engellemek adına faizleri bir süre daha artırmaktan yana olduklarını ve merkez bankasının güvenilirliğinin enflasyonun kontrol altına alınmasında en kritik öneme sahip olduğunu ifade ettiklerini görmüştük.
ECB tutanaklarına baktığımızda ise eylül toplantısına ilişkin beklentiler konusunda daha net olunması ve özellikle ECB'ninana faiz oranlarında 25 baz puandan fazla bir artışa kapıyı açık bırakması gerekliliğiyle temmuz ayı para politikası toplantısında ise orta vadeli enflasyon görünümünü önemli ölçüde etkileyecek yeni verilerin elde edilmesi halinde ECB Yönetim Konseyi'nin faiz artışının ölçeğini takdir etme konusunda inisiyatif alma yetkisini elinde tutması gerekliliği konularının vurgulandığını görüyoruz.
Christine Lagarde başkanlığındaki ECB halihazırda enflasyona müdahale konusunda geç kalmakla zaten eleştiriliyor. Burada tabi ki ECB’nin Euro Bölgesi ülkelerinin ekonomileri konusunda kimi konuları da endişeleri arasında gördüğü ve agresif bir politikayla söz konusu ekonomileri negatif etkilememe amacı güttüğü aşikâr; fakat özellikle Lagarde gereğinden fazla ihtiyatlı davrandığı ve aksiyon alınması gereken anlarda almayarak geç kaldığı gerekçesiyle analistler tarafından eleştirilmekte.
Daha önceki yazılarımızda ECB’nin Fed’in şahin ve kararlı politikalarına ayak uydurabilmek ve euro/dolar paritesini daha yukarı çekebilmek için daha şahin bir politika sergilemesi gerektiğinden bahsetmiştik. Yine belirtelim; ECB’nin faiz artıracağı zaten şu anda kesin olarak bilinen bir durum. Burada önem teşkil eden faiz artışının süresi, oranı ve ECB’nin ne kadar kararlı bir duruş sergileyeceği. Banka daha yüksek bir faiz artışı için Eylül ayını işaret etmek istiyor olabilir; fakat unutmamak gerek ki Euro Bölgesi enflasyonu hızla artıyor ve İspanya ve Belçika gibi ülkelerde çoktan çift haneleri gördü. Faiz artırımı için eylülü beklerken diğer her şeyin aynı kalacağı ya da daha olumluya gideceğini beklemek gereğinden fazla bir iyimserlik olacaktır.
Bugün öğleden sonra Başkan Lagarde bir konuşma yapacak. Yatırımcılar yine Lagarde’ın konuşmalarında ECB’nin izleyeceği politika hakkında ipuçları arayacak.