Artan resesyon tedirginliklerinin ardından küresel piyasalarda merkez bankalarının faiz artış döngülerini yavaşlatması ya da sonlandırması yönünde beklentilerin kuvvetlenmesi beklenirken, merkez bankalarından ise aksi yönde göstergeler geliyor.
Yüksek enflasyon ve tedarik kriziyle birlikte başlayan ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi ile birlikte derinleşen ekonomik kriz ortamı, resesyon korkularını beraberinde getirmiş; bunun ardından ise bir kısım analistin açıkladığı üzere, uzun süreli faiz artış politikası bankacılık sistemini tehlikeye sokarak, geçtiğimiz aylarda yaşanan bankacılık krizi patlak vermişti.
Bu genel tablonun altına farklı devletlere ait özel tabloları da eklemek mümkün; örneğin, bu süreçte Euro Bölgesi ekonomisi ve özellikle Almanya, enerji tedarik krizinden en çok etkilenen ekonomiler olmuştu.
Brexit sonrası adaptasyon dönemini atlatmaya çalışan İngiltere ise siyasi istikrarsızlıkla, Brexit sonrası gümrük kurallarının yeniden işlev kazanması sebebiyle market mallarında bir tedarik sorunuyla ve halen devam eden kitlesel grev hareketleriyle karşı karşıya kalmıştı.
Yumuşak ve sert iniş senaryolarıyla bitmek bilmeyen analizlere konu olan ABD ekonomisi de sıklıkla resesyon tartışmalarına konu oldu. Amerikan Merkez Bankası (Fed) yöneticileri ise duruma müdahalede geç kalmakla ve bu sebeple ülke ekonomisini mevcut duruma sürüklemekle suçlanmıştı.
Faiz artış döngüleri ve sıkı ekonomi politikaları ise neredeyse bir buçuk yıldır devam ederek, ekonomi gündeminin çok büyük kısmını işgal etti. Bu kadar uzun süreli bir sıkı politika döngüsünün ardından ise piyasalarda rahatlama isteği oluştu. Bu istek doğal olarak karşılanabilir fakat kimi göstergeler ve merkez bankalarından gelen açıklamalar özellikle inatçı enflasyona işaret ederek, faiz artışlarının da sürmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Amerikan Merkez Bankası - Fed
Son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısını bankacılık krizi henüz sıcakken gerçekleştiren ve bu ortamda 25 baz puanlık faiz artışı gerçekleştiren Fed’in, 3 Mayıs tarihinde gerçekleşecek sonraki FOMC toplantısında da 25 baz puanlık faiz artışı gerçekleştirmesi beklenmektedir.
Dün ise Fed’in 12 şubesinden gelen analizler sonucu hazırlanan ve Amerikan ekonomisindeki mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Bej Kitap raporunun nisan sayısı yayımlandı. Raporda ekonomik faaliyetlerin ve büyüme beklentilerinin büyük oranda sabit kaldığına vurgu yapıldı.
Raporda ayrıca bankaların artan belirsizlik ve likidite konusundaki endişeler sebebiyle borç verme standartlarını sıkılaştırdığı ifade edildi. Enflasyon konusunda ise toplam fiyat seviyelerinin orta derecede arttığı fakat fiyat artış oranının yavaşlamış gibi göründüğü belirtildi. Yapılan bu vurgular ise analistlerce Fed’in faiz artışlarına devam edeceği şeklinde yorumlandı.
Benzer açıklamalar yine dün New York Fed Başkanı John Williams’tan geldi. Williams krizin ardından istikrar sağlanmış olmasına karşın, son dönemdeki stresin kredi erişimini güçleştirebileceğini ifade etti. Williams ayrıca enflasyonun hala çok yüksek olduğuna vurgu yaparak Fed’in fiyat istikrarını yeniden tesis etmek için para politikası araçlarını kullanacağını söyledi. Enflasyonun düşmesinin zaman alacağını da belirten Williams, yüzde 2 hedefine en iyi ihtimalle 2 yıl içinde gelinebileceğini ve enflasyonun bu yıl yüzde 3,25'e gerilemesini beklediğini belirtti.
Avrupa Merkez Bankası - ECB
Bir sonraki toplantısını 4 Mayıs tarihinde gerçekleştirecek ECB’de ise 25 ve 50 baz puanlık bir artış gerçekleşme olasılığı yüksek olmakla birlikte üyeler arasında henüz bir görüş birliği olmadığı görüldü.
ECB Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel, bankacılık sektöründeki sıkıntılarla birlikte artan belirsizliğin sonraki ve özellikle bir sonraki toplantılarda atılacak adımları tahmin etmeyi zorlaştırdığını ifade etti.
Öte yandan daha şahin bir açıklama ise ECB üyesi ve Hollanda Merkez Bankası Başkanı Klaas Knot’tan geldi. Knot, çekirdek enflasyonda soğuma görülmemesi durumunda, ECB'nin mayıs ayında mevcut piyasa beklentisi olan 25 baz puanlık faiz artışına ek olarak haziran ve temmuz toplantıları sonrası yeniden faiz artırmaya ihtiyaç duyabileceğini değerlendirdi.
İngiltere Merkez Bankası - BoE
İngiltere’de dün açıklanan yıllık enflasyon rakamları yüzde 10,4’ten yüzde 10,1’e gerilendiğine işaret etse de, beklentilerin üzerinde kaldı ve enflasyon halen çift hanelerde seyretmeye devam etti. Enflasyonun bu derece yüksek olması ise 11 Mayıs tarihinde gerçekleşecek sonraki BoE toplantısında faiz artışlarına devam edileceği beklentisini güçlendirdi.
ABD’deki endişeli ortam içinde dolar endeksi sınırlı bir düşüşle 101,92 seviyesinde seyrederken özellikle Knot’tan gelen şahin açıklamalar ve Almanya üretici enflasyonundaki sürpriz düşüşle ivme kazanan euro/dolar yüzde 0,16’lık bir yükselişle 1,0971 seviyesinden işlem görürken, bugün açıklanacak Euro Bölgesi verileri ve gerçekleşecek ECB konuşmalarının tonuna bağlı olarak 1,10 seviyesi test edilebilir.
ABD ekonomisindeki yavaşlama endişeleriyle petrol fiyatları da düşüşünü sürdürürken, 2000 dolar seviyesi altında seyreden ons altın ise dolarda görülen düşüşle birlikte yüzde 0,18’lik bir artış gösterdi ve 1998,45 seviyesinden işlem gördü.