Haftaya 1328,66 seviyesinde başlayan BIST 100 endeksi haftayı 2,14 puan yükselerek 1330,80 seviyesinden kapattı. Küresel piyasalardaki yükselişin temkinli de olsa devam ettiği haftada, kapanış göz önünde bulundurulduğunda BIST 100’de yatay eğilimin devam ettiği söylenebilir. Bir önceki haftayı 7,83 seviyesinden kapatan USD/TRY kurunda beklenenden yüksek gelen enflasyon verisi ile 7,92 seviyesini test edilse de kapanış 7,80 seviyesinden gerçekleşti. BIST’e paralel olarak kurda da yatay seyrin devam ettiği bir haftayı geride bıraktık.
30.11.2020 Pazartesi günü yüksek volatilite ile endekste ciddi bir satış görüldü. Küresel MSCI endeksinin tarihi zirvelerde olduğu bugünlerde borsalarda zaman zaman görülen kar satışları ve artan koronavirüs vakalarını önlemek amacıyla kısıtlamaların artırılmasının beklenmesi Borsa İstanbul’da satışların hızlanmasına neden oldu. Pazartesi günü %3’ten fazla düşüş yaşanan BIST 100 endeksi, haftanın devamında küresel toparlanmayı takip ederek bir önceki haftanın kapanış seviyelerine hızlı bir şekilde tırmandı. Haftalık bazda XTRZM turizm endeksi %4,11 artış kaydederken XBANK bankacılık endeksi %3,03 değer kaybı yaşadı.
Pazartesi günü yaşanan diğer bir önemli gelişme 3. Çeyrek büyüme rakamlarının açıklanmasıydı. Piyasalar tarafından diğer G-20 ülkelerini aşan bir performans göstermesi beklenen 3. Çeyrek büyüme verisi, piyasa tahminlerinin de üzerinde bir seviyede gerçekleşti. Türkiye bir önceki yıla göre 3. çeyrekte %6,7 oranında büyüme kaydetti. Bu oran ile Türkiye, Çin’i de geride bırakarak geçtiğimiz yıla göre en hızlı çeyreklik büyümeyi kaydeden G-20 ülkesi oldu.
Büyüme verisinin detayları incelendiğinde yatırım kaleminde %22,5 ve Hanehalkı harcamaları kaleminde %9,1 oranlarındaki ciddi artışların büyümeye önemli bir katkı sağladığı görülmektedir. Öte yandan, ihracatta yaşanan %22,5 oranında daralma ve ithalatta yaşanan %15,8 oranındaki büyüme net ihracat kaleminin büyümeye oldukça olumsuz yönde etki ettiğini göstermektedir. Büyüme verisi, 2. Çeyrekte yaşanan %9,9 oranındaki sert daralma sonrasında 3. Çeyrekte uygulanan “normalleşme” adımlarının, hanehalkı harcamaları ve yatırım kalemleri üzerinde olumlu etki ederek büyümeyi desteklediği söylenebilir. Her ne kadar büyüme oranı beklentilerin üzerinde gelse de Hazine ve Maliye Bakanı Elvan’ın “riskleri göz ardı etmiyoruz” açıklaması, ekonomi yönetimi tarafından ihracattaki sert daralmanın dikkate alındığını göstermektedir.
Küresel piyasalarda haftanın öne çıkan en önemli gelişmesi ABD dolarının diğer gelişmiş para birimlerine karşı değerini gösteren DXY endeksinin rekor düşük seviyelere gelmesi oldu. Dolar endeksinin son iki buçuk senenin en düşük seviyelerine gelmesinde FED bilançosunun 7,3 trilyon dolar ile rekor seviyelere gelmesine ek olarak ABD’nin yeni başkanı Biden’ın “yardım yolda” açıklamasıyla mali genişleme paketi umutlarının artması etkili oldu. Avrupa’da öne çıkan gelişme ise Brexit anlaşmalarında yaşanan pürüzlerin gün ışığına çıkması oldu. Yaşanan gelişmeler, AB ile İngiltere arasında ticari anlaşmanın sanıldığı kadar yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğine işaret ediyor.
Brent petrol, 50 USD seviyelerinin test ederek pandemi sonrasında en yüksek seviyeye ulaştı. OPEC’in üretim kesintilerinde kademeli azalış yapacağını duyurması sonucunda arzın eski normale hızlı bir şekilde gelmeyeceği beklentisi yaşanan artışta etkili oldu. Ons altında ise 1770’li seviyelerden başlayan tepki alımları 1840’lı seviyelere kadar devam etti. Haftayı 1840’lı seviyelerin hemen altında kapatan ons altın tarafında zayıflayan dolar endeksinin etkisi olduğu söylenebilir.
Geçtiğimiz perşembe günü TÜİK tarafından Kasım ayında yıllık tüketici fiyat endeksinde %14,03 oranında artış olduğu açıklandı. Aylık enflasyon, piyasanın %1,1 beklentisine rağmen %2,3 seviyesinde gerçekleşti. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi, ağustos ayından itibaren TL’nin sert değer kayıpları yaşamasının enflasyon üzerindeki etkilerinin görülmeye başlandığı şeklinde yorumlanabilir. Yıllık enflasyonun %14,03 seviyesine gelmesi net reel faizin %1’in altına düşmesine neden oldu. Enflasyondaki yukarı yönlü baskının devam etmesi sonucunda piyasalarda ek bir faiz artışı beklentisi oluşabilir. Hatırlanacağı üzere TCMB 19 Kasım’daki PPK toplantısında politika faizini 475 baz puan artırarak %15 seviyesine getirmişti. Para politikasının şekillenmesi açısından gelecek aylarda oluşacak enflasyon rakamlarının önemli olduğu söylenebilir.
Gelecek hafta Türkiye’de önemli bir veri akışı bulunmuyor. Yurtdışında ise perşembe günü Avrupa Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak. Faiz oranlarında değişim beklenmezken parasal genişleme ile ilgili verilen mesajlar yakından izlenecek. Finansal piyasaların genellikle aralık ayında düşük volatiliteye sahip olduğu unutulmamalı. Yılın son haftasının Noel tatili olması nedeniyle piyasaların kapalı olması ve yatırım fonlarının yıllık kapanış öncesi riskten kaçınması gibi etkenler nedeniyle aralık ayının düşük bir volatiliteyle geçmesi şaşırtıcı olmayacaktır.