Bu haftanın en önemli gelişmesi olan Fed kararı bugün açıklanacak; piyasalar Fed’in bugünkü toplantısının ardından 25 baz puanlık bir faiz artışı gerçekleştirmesini bekliyor.
Küresel piyasaların bu hafta en çok ilgilendiği gelişme şüphesiz ki Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) gerçekleştireceği Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı sonrasında bugün TSİ 21:00’da açıklayacağı faiz kararı olacak.
Piyasalar genel olarak Fed’den 25 baz puanlık bir faiz artışı bekliyor olsa da, kimi ekonomistler ise Fed’in herhangi bir faiz artışı gerçekleştirmeyeceğini düşünüyor. Dolayısıyla finansal görünümün kırılgan olduğu bir ortamda, Fed’in faiz artışı yaparak fiyat istikrarını sağlamaya yönelik bir adım atması da, faiz artırımına gitmeyip finansal istikrar yönünde bir adım atması da şaşırtıcı olmayacaktır.
Yaşanan bankacılık krizinin özellikle Fed üyelerinin herhangi bir açıklama yapmadıkları “blackout” dönemine denk gelmiş olması ise piyasaların Fed Başkanı Jerome Powell’dan ya da diğer Fed üyelerinden herhangi bir ipucu alamamasına neden olmuştu.
Fed kritik bir virajda
Yaşanan krizi kısaca özetlemek gerekirse; yaklaşık 2 hafta kadar önce Fed Başkanı Powell’ın faiz artışlarının devam edeceğine dair şahin açıklamalarını takip eden günlerde ABD’de bankacılık krizi yaşanmış; bu krizden nasibini alan Silicon Valley Bank (SVB) ve Signature Bank iflas etmişti.
İflasın sebeplerinden biri olarak ise Fed’in faiz artış politikası görülüyordu. Çünkü özellikle SVB örneğinde banka elindeki mevcut parayı yatırmış olduğu tahvillerin değerinin Fed’in izlediği faiz artış politikasın ardından düştüğünü fark ederek durumu kurtarabilmek adına sermayesini artırmaya yönelik bir yol haritası izlemek istemiş fakat yapılan bu plan geri tepince banka, hisse satmaya başlamış ve mudilerin bankaya hücum etmesi sonucu oluşan panik havası, durumu bankanın iflasına kadar götürmüştü.
Piyasaların korkusu ise özellikle First Republic’in de krizden etkilenen bankalar kervanına katılmasının ardından bu krizin başka bankalara ya da başka sektörlere de sıçraması ihtimali oldu. Fed’den gelecek herhangi bir faiz artışının ise zaten kırılgan olan sektörün üzerindeki yükü daha fazla artırmasından korkuluyor. Ancak geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon verisi de aylık çekirdek enflasyonda bir ivmelenme yaşandığına işaret etmişti. Dolayısıyla Fed’in şu anda karşı karşıya olduğu durum kritik bir viraj olarak nitelendirilebilir.
Toplantı öncesindeki açıklamalar ve gelişmeler neye işaret ediyor?
Her şeyden önce belirtmek gerekiyor ki piyasaların beklentisi Fed’in 25 baz puanlık bir faiz artışı yapması yönünde. Hafta başında yüzde 68 civarlarına düşen bu fiyatlama, şu an itibarıyla yüzde 87 seviyesinde seyrederken; yüzde 13’lük bir kesim de Fed’in herhangi bir faiz artışı yapmamasını bekliyor. Bu artıştaki en büyük etken ise şüphesiz ki bankacılık krizine dair endişelerin görece hafiflemiş olması. Bu hafifleme sebebiyle artan risk iştahıyla birlikte dün ons altın fiyatı, 1940 dolar seviyelerine dek gerilerken; dolar endeksi de 103 seviyesine geriledi. Euro/dolar paritesi ise şubat ortasından bu yana en yüksek seviye olan 1,0782 seviyesine kadar yükseldikten sonra hafif bir gerileme gösterdi.
Bankacılık dünyasına baktığımızda ise bugünkü faiz kararı hakkında karışık görüşler olduğunu görüyoruz. JPMorgan stratejistleri bankacılık krizi ile ilgili karamsar bir yorum yapmalarına karşın bugünkü toplantıdan 25 baz puanlık bir faiz artışı beklediklerini açıkladı. Öte yandan geçtiğimiz hafta yaptıkları açıklamada Fed’den bir faiz artışı beklemediklerini açıklayan Goldman Sachs ekonomistleri bu beklentilerini yinelediler. Goldman’ın yorumuna benzer bir yorum da KPMG’den geldi. KPMG Başekonomisti Diane Swonk, bankacılık krizindeki belirsizliklerden ötürü Fed’in bugün faiz artışına gitmesini beklemediğini ifade etti.
Fed cephesinden çıkacak karar ne olursa olsun, kararın ardından kameralar karşısına geçecek olan Başkan Powell’ın yorumları ise Fed’in yol haritası hakkında fikir vermesi açısından oldukça önemli olacak.