7 Kasım cumartesi günü, 64. ve 65. Hükümetlerde Maliye Bakanlığı yapmış olan ve hali hazırda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı görevini görevini yürüten Naci Ağbal, beklenmedik bir karar ile TCMB başkanlığına atandı. 9 Kasım günü görevine başlayan Ağbal’ın atmış olduğu adımlar piyasa tarafından oldukça olumlu karşılandı.
Ağbal başkanlığında piyasalarda olumlu bir hava görülüyor
9 Kasım'dan bugüne, Türkiye’nin CDS risk primi 550 puandan 325 puan seviyesine geriledi. Bu sayede Türkiye’nin dolar bazında borçlanma maliyetinde önemli bir düşüş yaşanmış oldu. CDS primi, küresel piyasa aktörlerinin ülke ekonomisindeki genel görünümü hakkında görüşlerini belirten önemli bir gösterge. CDS primlerinin hızlı bir şekilde düşmesi, piyasa aktörlerinin Ağbal yönetimindeki para politikasından umutlu olduğunu gösteriyor.
Bu süreçte, küresel bazda dolara karşı en iyi performans gösteren para birimi Türk Lirası oldu. USD/TRY kurunda 8,52 seviyesinin görülmesiyle tarihi rekorunu yenileyen Türk Lirası, 7,65 seviyesine düştü. Böylelikle TL, dolar karşısında %11 değer kazanmış oldu.
6 Kasım cuma günü 1191,96 seviyesinden kapanış yapan BIST 100 endeksi, %18’den yüksek değer artışıyla 1410,82 seviyesini 22 Aralık salı günü gördü. Bu değer ile BIST 100 endeksi TL bazında yeni rekorlar kırmaya devam etti. Bu dönemde bankacılık sektörü endeksindeki değer kazancı %27 seviyesini aştı. Dolar bazında düşünüldüğünde BIST 100 endeksinin getirisi kısa dönemde %30 düzeyine çıktı.
Kasım ayı PPK toplantısı takdir toplamıştı
19 Kasım tarihinde Para Politikası Kurulu toplantısı sonucunda politika faizi 475 puan artırılarak %15 seviyesine çıkarıldı. Eylül PPK toplantısında faiz artışı beklenmemesine rağmen 200 baz puan artış yapılmış, ekim PPK toplantısında ise faiz artışı beklenmesine rağmen faizlerde değişikliğe gidilmemişti. Fakat ekim ayından itibaren karmaşık bir fonlama yöntemi izlenerek politika faizi kullanımı terk edilmiş, Geç Likitide Penceresi kanalı amacından farklı bir biçimde piyasayı fonlamak için kullanılmıştı. Böylelikle politika faizinde artış yapılmadan “örtülü” bir faiz artışı gerçekleştirilmiş, fakat piyasa bu durumu hiç olumlu karşılamamıştı. Politika faizi esas fonlama yöntemi olacağı altı çizilerek faizlerin 475 baz puan artırılması, Naci Ağbal başkanlığında merkez bankasının öngörülebilirlik, şeffaflık ve güçlü iletişime vurgu yapmasıyla birlikte karmaşık yöntemlerin terk edilerek geleneksel para politikası araçlarının enflasyon ile mücadele için kullanılacağının belirtilmesi, piyasa tarafından oldukça olumlu karşılandı.
Para ve kur politikası sunumu ile piyasalara güven aşılandı
16 Aralık’ta 2021 para ve kur politikası uzun yıllar sonra ilk kez Merkez Bankası başkanı tarafından canlı bir şekilde sunuldu. Bu sayede Merkez Bankasının en önemli silahlarından birisi olan şeffaflık, öngörülebilirlik ve iletişimin yeni yönetim tarafından dikkate alındığı ve bu noktada piyasanın beklentilerinin karşılanacağı sinyali verilmiş oldu. Yapılan sunumun içeriği de büyük dikkat çekti. Ağbal, gerekirse ilave sıkılaştırma yapılabileceğinden bahsederek fiyat istikrarı konusunda merkez bankasının çekincesiz bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğini bildirdi. Özellikle kasım ayı enflasyonunun %14 seviyesinin üzerinde gelmesinden sonra, merkez bankasının ilave sıkılaştırma yapıp yapmayacağı konusunun gündeme gelmesiyle birlikte başkan Ağbal’ın piyasaya net bir cevap vermesi olumlu karşılandı. Para politikalarında öngörülebilirliğin artırılmasıyla birlikte TL ve TL varlıklarda olumlu seyrin devam etmesi mümkün görünüyor.
Yarınki toplantıda beklenti 100-200 baz puan artış
Yarın Merkez Bankası yılın son PPK toplantısını yapacak. 7 Aralık tarihindeki yazımızda “Enflasyondaki yukarı yönlü baskının devam etmesi sonucunda piyasalarda ek bir faiz artışı beklentisi oluşabilir.” şeklinde görüş bildirmiştik. Piyasada beklentilerimize paralel bir şekilde faiz artışı beklentisi oluştu. Ağbal’ın 2021 para ve kur politikası sunumunda gerekirse para politikasında ilave sıkılaştırma yapılacağını bildirmesi ve reel faizlerin %1’in altında seyretmesi piyasanın faiz artışı beklentisine girmesine sebep oldu. Faiz artışı beklentilerinin oluşmasındaki diğer bir etken, kur geçişkenliğinin devam etmesi nedeniyle enflasyonda 2021 ilk çeyreği boyunca belirgin bir düşüş olamayacağı görüşünün egemen olması. Sonuç olarak, piyasa aktörleri yarınki toplantıdan 100 ile 200 baz puan aralığında bir artış bekliyor. Piyasanın istediklerini verme konusunda kısa süre içerisinde önemli bir yol katederek başarılı bir performans sergileyen Naci Ağbal başkanlığında merkez bankasının, yarınki faiz kararı dikkatle izlenecek. Toplantı sonucunda merkez bankasının 2021 senesinde uygulayacağı para politikasına yönelik vereceği mesajların en az faiz kararı kadar önem taşıdığı unutulmamalı. 16 Aralık’ta gerçekleştirilen sunumda piyasadan takdir gören şeffaflık, etkili iletişim ve öngörülebilir para politikası uygulamaları ile birlikte fiyat istikrarını sağlamaya yönelik net adımların devam edeceği vurgusunun yapılması önem taşıyor.